Kökenleri XV-XVI. yüzyılda Osmanlılarla Safeviler arasında yaşanan siyasî mücadeleye dayanan Alevîlik ya da o zamanki ismiyle Kızılbaşlık, bu mücadelede
kaybeden tarafta yer aldığı için o dönemin koşulları içerisinde kaybedenlerin yaşadığı tüm olumsuzlukları yaşamış, ne siyaseten ne sosyo-kültürel açıdan rakibi
kadar şanslı olabilmiştir. Kendi yağında kavrulmak zorunda olan Alevîlik, varlığını sözlü gelenek üzerinden ve sözlü geleneğin araçlarıyla devam ettirmiştir.
“Alevîlerin Osmanlı’da Oluşturdukları İtikadi Literatür” başlıklı bu çalışmamızda Alevîliğin tarihsel serüvenine kısaca değinilerek adeta şifahî kültüre çakılı bir halde
varlığını devam ettiren bu yapının, oluşturduğu yazılı literatür itikadî konuları ele alması yönüyle incelenmiştir. Müstakil bir itikadî literatüre sahip olmayan Alevîliğin temel yazılı literatürü Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Alevî-Bektaşî Dizisi adıyla yayımlanan eserler üzerinden değerlendirilmiştir. Öncelikle bu
eserlerin Alevîler nezdindeki değerleri ortaya konmuş, eserlerin içeriklerinden kısaca bahsedildikten sonra mevcut eserler itikadî konuları ele almaları yönüyle
incelenmiştir. Bu seri dışında yine Alevîlerin muteber saydıkları birkaç eser daha çalışmamızda kritik edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Eylül 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 15 Sayı: 29 |