Gıyaseddin Balaban, who was an experienced Turkish ruler was not only very talented on the state administration but also was very a clever and a foresighted leader. Gıyaseddin Balaban served almost in every level of the state administration. After he became in power, he left aside most of his old habits and dealed with worship. As being a person who never smiles, he also didn’t like the people near him to grin unnecessarily. In the justice issues, he didn’t tolerate even to his relatives, and he had no mercy to the rebellious and the disordered people. For Sultan Gıyaseddin Balaban, a good administrator should do these four things; firstly protect the religion and apply the sharia. Secondly, eliminate the immorality, sinfulness and sordidness. Thirdly, working together with people who had the fear of God. Fourthly, establish the justice
Devlet yönetiminde son derece kabiliyetli ve deneyimli bir Türk beyi olan Gıyaseddin Balaban, aynı zamanda akıllı ve basiretli idi. Gıyaseddin Balaban devlet idaresinde aşağı-yukarı bütün kademelerde görev yaptı. Han olduktan sonra eski alışkanlıklarının pek çoğunu bırakıp, ibadetle iştigal etti. Asla gülmeyen bir zat olduğu gibi, yanındakilerin de gereksiz yere sırıtmalarını sevmezdi. Adalet konusunda akrabalarına bile göz yummaz, isyancılara ve düzeni bozanlara acımazdı. Delhi Türk Sultanı Gıyaseddin Balaban’a göre iyi bir idarecinin şu dört şeyi yapması gerekir: Birincisi, dini korumak ve şeriatı uygulamak. İkincisi, ahlaksızlığı, günahları ve sefilliği ortadan kaldırmak. Üçüncüsü, Tanrı korkusu olan insanlarla çalışmak. Dördüncüsü ise, adaleti hâkim kılmak
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 35 Sayı: 59 |