Bilindiği üzere 19. yüzyılın başlarından itibaren değişen dünya düzenine ayak uyduramayıp,
çağdaşlaşmanın gerisinde kalan Osmanlı Devleti, bu durumun acısını Balkan savaşları ile ödemiş,
20.yüzyılın başlarında ise I. Dünya Savaşı ve Mondros Mütarekesi ile karşı karşıya kalmıştı. İtilaf
devletleri, mütareke maddeleri ile Anadolu topraklarının bölüşülmesi yolunda yapacakları işgallere hukuki bir zemin oluşturmaya gayret göstermekteydi. Bununla beraber, Osmanlı Devleti'nin sonu
anlamına gelen mütarekeden hemen sonra gerçekleştirilen haksız işgaller, Türk milletinin mücadele
azmini arttırdığı gibi, yurdun çeşitli bölgelerinde Müdafaa-i Hukuk hareketlerinin ortaya çıkmasına da
sebep olmuştu. Özellikle mütarekenin 24. maddesi, Doğu Anadolu'nun geleceği açısından oldukça
endişeli bir havanın esmesine yol açtı. Bu madde, Vilayat-ı Sitte'de bir karışıklık çıktığı zaman, bu
vilayetlerin herhangi bir kısmının işgal hakkını İtilaf devletleri muhafazası, yani işgaline zemin
hazırlıyordu. Bu durumda bölgede öteden beri hissedilen Ermeni tehlikesi yeniden gündeme
geliyordu. Meseleye yönelik duyarlılık ilk olarak kendini İstanbul'da göstermiş ve burada 4 Aralık
1918'de Vilayat-ı Şarkıye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti kurulmuştu.
Bölüm | Tanıtımlar |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 3 |
Journal of History Critique