Orta Çağ, Eskiçağ ile Yeniçağ arasında kalan, Roma’nın doğu ve batı olarak ayrıldığı 395 yılıyla başlayıp İstanbul’un fethiyle sonlanan dönemdir. 5. ve 6. yüzyıllar Avrupa açısından kaotik bir dönemdi. Germenler, Gotlar ve Avarlar gibi barbar kavimlerin Roma’ya saldırdığı, olaylı bir dönem yaşanıyordu. MS. 476 yılında köle ve serf ayaklanmalarıyla güçsüzleşen Batı Roma İmparatorluğu barbarların yıkıcı darbeleri altında çöktü. İktisadi ve kültürel ilerlemenin önünde engel teşkil eden kölelik son buldu. Orta çağ’da 7. yüzyılda Franklar kilise desteğini alarak İtalya, İspanya ve Almanya’da siyasi istikrarı sağladılar. Kilise ve siyasal güç arasındaki bu birliktelik orta çağın genel özelliğiydi.9. yüzyıldaKarolenj İmparatorluğu kuruldu, iktisadi gelişim yaşandı ancak Charlemagne’ın ölümüyle bu gelişim uzun sürmeden gerilemeye dönüştü. Siyasal bunalımlar yaşandı ve devlet yetkisi zayıfladı. 11. yüzyıla gelindiğinde ise barbar saldırıları sona erdi ve barbar kavimler yerleşik hayata döndüler. Dolayısıyla Avrupa üzerindeki baskı ortadan kalktı. Ancak baskı dönemlerinde, söz konusu bu barbar kavimlerin saldırıları sonucunda Roma yıkılınca ortaya çıkan siyasal boşluğu çok sayıda feodal beylik doldurmuştur. Bu kitapta ise Orta Çağ’ı şekillendiren, siyasal ve ekonomik bir örgütleniş biçimi olan feodal sistemin kuruluşu, kurumsallaşması, yayılması, yıkılması ve tüm bu süreçlerin etkileri değerlendirilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tanıtımlar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Journal of History Critique