S. Selçuk Günay’a Göre Hariciye Nezaretinin kurulmasının ardından dış işlerinde daha sistemli bir diplomasi izlemeye başlayan Osmanlı Devleti bir anlamda buna mecbur kalmıştı. 18. yüzyıldan itibaren gelen askeri başarısızlıklar ve 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasının imzalanmasının ardından içine düşülen durum diğer devletler ile daha temkinli diplomatik ilişkiler kurulmasını gerektiriyordu. 1821 Yunan isyanı ve 1831 yılındaki Mehmet Ali Paşa isyanının oluşturduğu siyasi ortam dış ilişkilerin geleneksel yöntemlerle yürüyemeyeceğinin göstergesi konumundaydı. 1834 yılında Paris, Londra ve Viyana’ya yeniden büyükelçiler gönderilmesi bu durumun değiştiğinin işaretiydi. 1836 yılında ise Hariciye Nazırlığı kurularak Nazırlığa Ahmet Akif Efendi getirilmiştir.1 Türk dış ilişkileri bu tarihten itibaren daha sistemli bir diplomasiye dönüşmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tanıtımlar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 6 Sayı: 2 |
Journal of History Critique