Birinci Dünya Savaşı esnasında, 1915 yılında, Osmanlı toprakları içindeki bir kitlenin
bulunduğu yerden başka bir yere göç ettirilmesi olan “Ermeni tehciri” olayı ile dünya literatürüne
geçen “Ermeni meselesi”; bölgede çıkar ve emelleri olan ülkeler tarafından, olayın yaşandığı
günden bugüne kadar türlü şekilde gündeme getirilerek suiistimal edilen bir konu olarak
süregelmiştir. Aslında Osmanlı resmi kayıtlarına göre 27 Mayıs 1915 tarihli Sevk ve İskân
Kanunu’n bir uygulaması olarak ortaya çıkan bu olayı, hukuki ve fiili duruma göre “yer değiştirme”
olarak açıklamak daha doğru olacaktır. Zira tehcirin İngilizce karşılığı deport, ‘sınır dışı etmek’
anlamına gelmektedir. Hâlbuki uygulama, Osmanlı’nın kendi toprakları içinde Şam, Halep, Beyrut
gibi şehirlere yer değiştirme şeklinde gerçekleşmiştir.
Osmanlı Devleti’nin ülke bütünlüğünü koruma sebebiyle yapılması zorunlu olmuş bu yer
değiştirme olayının uzantısı olarak ortaya çıkan Ermeni meselesi, tarihsel yönü ile şimdiye kadar
aydınlığa kavuşturulamamıştır. Bunun nedeninin ise, taraflar arasında tarihi mirastan kaynaklı
olmakla beraber bugün de devam eden emperyalist çıkar unsurlarının izin vermediği diyalog
eksikliğinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
Bu diyalog eksikliğinin; Ermeniler açısından bakıldığında, yaşanan olaylar neticesinde
oluşmuş duygulara paralel olarak ön yargılı ve tek taraflı bakış açısının, bilimsel çalışmalara engel
olduğu söylenebilir. Daha da önemlisi tarihin değişik zamanlarında dünyanın birçok ülkesine göç
ederek yerleşmiş varlıklı Ermeni diasporası ile felsefesi sömürü olan emperyalist ülkeler, çıkar ve
emellerinin devam etmesine yönelik oluşturulmuş argümanların sürdürülmesine ilişkin bölgede
çözüm istememektedirler. Zira çözümsüzlük üzerinden kendilerine siyasi manevra alanı
yaratmaktadırlar.
İngiliz arşivlerinde çalışmış Kıbrıslı Türk tarihçi Salahi R.Sonyel’in ifadesiyle, Türk-Ermeni
uzlaşmazlığından kaynaklanan sorun, esas itibarıyla “Şark Meselesi”nin bir bileşenidir. Osmanlının
çöküş döneminde, Avrupalı Büyük Güçler, Osmanlı Devleti’ni zayıflatmak, topraklarını parçalamak
ve ilhak etmeyi amaçlayan yayılmacı politikaları ile Yakın Doğu ve Orta Doğu’da nüfuz kazanmak
ve/veya bölgeyi tamamen kendi hâkimiyetleri altına alma mücadelesine girmişlerdir. Bu kapsamda,
Osmanlı topraklarına çeşitli uydurma nedenlerle gönderdikleri seyyahlar, arkeologlar, misyonerler
ve diğer ajanlarıyla, stratejik, ekonomik, siyasal önemi olan bölgelerin haritalarını çıkarmışlar ve
Osmanlı Hıristiyan ve Müslüman topluluklarla ilişkiler kurmuşlardır. Biraz önce belirtilen
amaçlarına ulaşmak için bilgi kirliliği ve propaganda teknikleri ile bölgedeki dini ve mezhep
farklılıkları ile insan hakları sorunlarını istismar ederek, ekonomik vaatlerle himaye altına alma
sistemi, özerklik ve hatta bağımsızlık taahhütleri gibi her türlü yöntemi kullanma gayretine
girmişlerdir. Söz konusu devletlerin entrikaları, kışkırtmaları ve komploları, kısa süre içindeOsmanlı azınlıklarının militanları tarafından terör ve isyanlara yol açarak istikrarsızlık, kargaşa ve
krizlere neden olmuştur. Bu çerçevede Büyük Güçlerin teşvik ve yardımlarıyla, önce Balkanlarda
başlayan özerklik ve bağımsızlık talep süreci, daha sonraları Doğu Anadolu’da Ermenilerle devam
etmiştir.
Bu makalede; 19. yüzyıl son çeyreğinden itibaren, “Şark Meselesi”nin bir bileşeni” olarak
karşımıza çıkan Ermeni meselesi süreci; Osmanlı Tebaası Olarak Ermeniler ve Osmanlı Devleti
İçindeki Yeri, Ermeni Milliyetçiliğinin Uyanışı ve Rol Oynayan Etkenler, Osmanlı Devleti’ni Yer
Değiştirme Kararına Götüren Süreç, Yer Değiştirme Kararı, Yer Değiştirme Planının Uygulanması
ve Sonrasında Gelişen Olaylar, Gerçekler ile Meselenin Çözümüne Yönelik Öneriler ile Sonuç
başlıkları altında incelenmiştir.
Armenian question; It is based on the Armenian relocation and resettlement by the Ottoman Empire during the First World War in 1915. Armenian relocation means the mass migration from one place to another. This incident has been abused by countries with interests and ambitions in the region since that day.
In fact, according to Ottoman official records, this event was an implementation of the relocation and resettlement law on 27 May, of 1915. Therefore, it would be more accurate to define this event as "relocation" instead of deportation according to the legal and actual situation. Because deportation means expel from a country. However, this event took place within the Ottoman territory in the form of relocation to cities such as Damascus, Aleppo and Beirut. On the other hand, this event occurred within the Ottoman Empire's territory. It was done to protect its integrity.
The Armenian question has not been resolved so far in its historical aspect. There are two reasons for this. One of the reasons is due to the historical heritage between the parties. The other reason is the lack of dialogue that hasn’t been allowed by the imperialist interest so far.
It can be said that this lack of dialogue hinders scientific studies with a biased and one-sided perspective. More importantly, the Armenian diaspora and imperialist countries do not want a solution in the region in order to maintain their interests and ambitions in the region. Because they create political maneuvering space for themselves with the lack of a solution.
Salahi R.Sonyel, who is a Turkish Cypriot historian and worked in the British archives, said that the Turkish-Armenian conflict is essentially a component of the "Eastern question". During the collapse of the Ottoman Empire, the European great powers tried to weaken, split and annex the country to gain the power in the Near East and Middle East and to take the region under their own control. Travelers, archaeologists, missionaries and other spies were sent to Ottoman lands for various fabricated reasons. They were positioned in strategic, economic and political places in order to establish relations with Ottoman Christian and Muslim communities. They have used religious, sectarian differences and human rights problems in the region by the help of disinformation and propaganda techniques to achieve their goals. Moreover, they have attempted to use methods such as patronage through economic promises as well as pledges of autonomy and independence. The intrigues, provocations and conspiracies of these countries soon led to terrorism and rebellions by militants of the Ottoman minorities. It caused instability, turmoil and crises. The demands for autonomy and independence, which first started in the Balkans with the encouragement and assistance of the great powers, continued with the Armenians in Eastern Anatolia.
In this article; the process of the Armenian question that emerged since the last quarter of the 19th century;
Armenians as Ottoman subjects and their roles in the Ottoman Empire, the awakening of Armenian nationalism and the factors that played a role, the process that led the Ottoman Empire to decide of relocation, decision of relocation, the implementation of the relocation plan and subsequent events, facts and suggestions for the solution of the issue and conclusion are analyzed under the headings.
Armenian Armenian Question Eastern Question Deportation Forced Migration
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2024 |
Gönderilme Tarihi | 8 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 31 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 15 |
Yayının Türü: Uluslararası Akademik Hakemli-Altı Ayda Bir Yayınlanır