The tradition of minstrelsy is based on the Ozan-Baksı tradition which had a significant place in pre-Islamic Turkish society. This tradition, which took shape with the acceptance of Islam and the emergence of sects, led to the emergence of minstrels who interpreted the religious-mystical feelings of the people. The tradition of minstrel style poetry began to form in the late 15th and early 16th centuries and gained a significant place in Anatolian geography. One of the prominent representatives of this poetic tradition is Âşık Şem'î, whose real name is Ahmed. Âşık Şem‘î, who lived in Konya in the late 18th and early 19th centuries, is one of the reputed names of the famous Ayakçı and Türbe Coffeehouses of his period. Âşık Şem‘î, who grew up in an environment close to the Mevlana dervish lodge since his childhood, was deeply influenced by the Mevlevi culture and this situation was sometimes reflected in his poems. Âşık Şem‘î wrote his poems in aruz as well as syllabic meter in his Divan, where he brought his poems together. The poems in his Divan can be considered as an important source to understand the cultural and social structure of Konya in the period in which Şem'î lived. The poet describes the natural beauties of Konya, such as its air, water, vineyards and gardens, and the social and political events that took place during his period in a remarkable way.
While Şem'î describes Konya as the "center of saints" and the Mevlana dervish lodge as the "Kaaba of Lovers" in his poems, he emphasizes that he is under the spiritual protection of Mevlana Celaleddin Rûmî. In addition, the poet mentions some people who added value to the city such as Şems-i Tebrizî, Evhadüddin Kirmânî, Sadreddin Konevi and Sahib Ata. He also includes Çarhacı Ali Pasha, one of the historical figures of Konya and who took part in political events, in his poems. In the Poet's Divan, there are three independent poems that deal with the contentious events between İbradılı Kadı Abdurrahman Pasha and Candaroğlu Bekir Ağa (Koç Bekir), who have an important place in the social and political life of Konya. The incident, which is the subject of novels and known as the "Kadı Pasha Incident", is described in detail in the poems of Âşık Şem'î. Şem'î’s stance against Kadı Abdurrahman Pasha, who describes Bekir Ağa as a folk hero is clearly seen in his narratives. Konya's historical and social structure, natural beauties, and recreation areas such as Sille and Meram are also discussed in detail in his poems. The poet describes Meram and Meram vineyards, which are among the natural beauties, as a paradise-like recreation area in Konya, and points out that it has a different beauty in every season. Likewise, Sille, which has a place in folk songs and was the place where Orthodox Christians lived in the past, has an important place in Şem'î's poems. While Âşık Şem'î praises the air, water and beauties of Sille, which he describes as "the group of uşşâk", he also emphasizes the tradition of minstrelsy in Sille. Âşık Şem‘î also mentions the beauties and wrestlers of Konya in his poems, and emphasizes places where this culture lives.
As a result, while Âşık Şem'î's poems reflect the historical and cultural richness of Konya, they also indicate that the poet did not remain a spectator to the social and political events of the period in which he lived. Şem'î describes Konya from various aspects in his poems and conveys the important events of his period and the cultural heritage of Konya to the future. The ethnic structure of the people and, accordingly, different religious places are also included in his poems. In this context, the poet's works constitute an important source for understanding the historical and cultural values of Konya. This study, conducted specifically for the poet Şem'î, also reveals that the information that are available in literary texts sometimes contains information that can be considered as historical documents about the characteristics of cities or the political process.
-
Âşıklık geleneği, İslamiyet öncesi Türk toplumunda önemli bir yer tutan Ozan-Baksı geleneğine dayanmaktadır. İslamiyet’in kabulü ve tarikatların ortaya çıkışıyla birlikte şekillenen bu gelenek, halkın dinî-tasavvufî duygularına tercüman olan âşıkların ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Âşık tarzı şiir geleneği, 15. yüzyılın sonlarıyla 16. yüzyılın başlarında oluşmaya başlamış ve Anadolu coğrafyasında önemli bir yer edinmiştir. Bu şiir geleneğinin önemli temsilcilerinden biri de asıl adı Ahmed olan Âşık Şem‘î’dir. 18. yüzyıl sonlarıyla 19. yüzyıl başlarında Konya’da yaşamış olan Âşık Şem‘î, döneminin meşhur Ayakçı ve Türbe Kahvehanelerinin önemli isimlerinden biri olmuştur. Mevlânâ dergâhına yakın bir çevrede yetişen Âşık Şem‘î, Mevlevî kültüründen de derinlemesine etkilenmiş, bu durum zaman zaman şiirlerine de yansımıştır.
Âşık Şem‘î, şiirlerini bir araya getirdiği Divanı’nda hece ölçüsünün yanında aruzla da manzumeler yazmıştır. Divan’daki şiirler, Şem‘î’nin yaşadığı dönemin Konya’sının kültürel ve toplumsal yapısını anlamak için önemli bir kaynak olarak değerlendirilebilir. Şair, Konya’nın havası, suyu, bağ ve bahçeleri gibi doğal güzelliklerini; döneminde cereyan eden sosyal ve siyasî olayları dikkat çekici bir şekilde anlatmaktadır. Şem’î, şiirlerinde Konya’yı “evliyâ merkezi ”, merkezde bulunan Mevlânâ dergâhını ise “Âşıkların Kâbe’si” olarak betimlerken Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin manevî himayesinde olduğunu vurgulamaktadır. Bunun yanında şair, Şems-i Tebrizî, Evhadüddîn Kirmânî, Sadreddin Konevî, Sahib Ata gibi şehre değer katmış şahsiyetlerden de Divanı’nda bahsetmektedir. Ayrıca Konya’nın yetiştirdiği tarihî şahsiyetlerden biri olan ve siyâsî olaylarda yer edinen Çarhacı Ali Paşa’ya da şiirlerinde yer vermektedir. Şairin Divanı’nda, Konya’nın sosyal ve siyâsî hayatında önemli bir yere sahip olan İbradılı Kadı Abdurrahman Paşa ile Candaroğlu Bekir Ağa (Koç Bekir ) arasındaki çekişmeli olayları ele alan müstakil üç şiir yer almaktadır. “Kadı Paşa Olayı” olarak bilinen ve Fazlı Necib’in tarihî romanına konu edilmiş olan hadise, Âşık Şem‘î’nin şiirlerinde detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Bekir Ağa’yı âdeta bir halk kahramanı olarak nitelendiren şair Şem‘î’nin, Kadı Abdurrahman Paşa’ya karşı duruşu anlatımlarında açıkça görülmektedir. Konya’nın tarihî ve sosyal yapısı, doğal güzellikleri, Sille ve Meram gibi mesire yerleri de şiirlerinde detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Şair, doğal güzelliklerden olan Meram’ı ve Meram bağlarını, Konya’nın cennete benzeyen bir mesire yeri olarak betimlemekte, her mevsimde ayrı bir güzellik taşıdığına da dikkat çekmektedir. Aynı şekilde, türkülerde yer edinen ve geçmişte Ortodoks Hristiyanlarının yaşadığı yer olan Sille de, Şem‘î’nin şiirlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Âşık Şem‘î, “ zümre-i uşşâk ” olarak nitelendirdiği Sille’nin havasını, suyunu ve doğal güzelliklerini överken Sille’deki âşıklık geleneğine de vurgu yapmaktadır. Âşık Şem‘î şiirlerinde Konya’nın güzellerini ve pehlivanlarını da işlemekte, bu kültürün yaşadığı yerlere telmihte bulunmaktadır.
Netice itibariyle Âşık Şem‘î’nin şiirleri, Konya'nın tarihî ve kültürel zenginliğini yansıtırken, şairin yaşadığı dönemin sosyal ve siyasi olaylarına seyirci kalmadığının da göstergesi olmuştur. Âşık Şem‘î, şiirlerinde Konya'yı çeşitli yönleriyle betimleyerek yaşadığı dönemin önemli olaylarını ve Konya'nın kültürel mirasını geleceğe aktarmaktadır. Halkın etnik yapısı ve buna bağlı olarak farklı dinî mekânlar da şiirlerinde yer almaktadır. Bu bağlamda şairin eserleri, Konya’nın tarihî ve kültürel değerlerini anlamak için önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Şair Şem‘î özelinde yapılan bu çalışma, edebî metinlerde yer alan bilgilerin zaman zaman şehirlerin özelliklerine veya siyasî süreçte meydana gelen olayların topluma yansımalarına dair tarihî vesika sayılabilecek malumat ihtiva ettiğini ortaya koymaktadır.
-
-
-
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |