1882 yılında Dağıstan’da doğup, 1942 yılında Konya’da vefat eden Baba Hüsnî; 1912 yılına kadar Kabataş ve İstanbul Sultanilerinde başmuallim olarak çalışmıştır. 1911 yılında Samsun Lisesi edebiyat ve Türkçe muallimliğine tayin olmuş, daha sonra 1933’te kendi isteği dışında Konya Sanatlar Okulu’na Türkçe muallimi olarak görevlendirilmiştir. Şairin 50’li yaşlarında başlayan Konya macerası 9 yıl sürmüş, ölümüne kadar da Konya’da öğretmenlik yapmıştır. Son dönem şairlerinden Hüsnî, hayatının büyük bir kısmını Samsun’da, son dönemini ise Konya’da geçirmiş ve burada vefat etmiştir. Mezarı Konya’daki Üçler Mezarlığı’ndadır. Son divan şairlerinden biri sayılabilecek Baba Hüsnî, her ne kadar şekil itibarıyla eskiyi devam ettirse de halk şiirinden ve gündelik hayattan da oldukça fazla yararlanmıştır. Bu bağlamda Baba Hüsnî’yi döneminin divan edebiyatı ile halk edebiyatı arasında köprü görevi gören şairlerinden biri olarak değerlendirmek mümkündür. Şimdilik eldeki tek eseri Divan’ıdır. Yazma halinde ve bilinen iki nüshası olan Baba Hüsnî Divanı’nda aşk, rintlik, tarih, şikâyet-hiciv gibi pek çok farklı konunun işlendiği görülmektedir. Bu bağlamda Divan’da kimi zaman doğrudan ve uzunca, kimi zamansa dolaylı ve kısa olarak Konya’dan ve Konyalılardan bahsedilmektedir. Hz. Mevlânâ’ya komşu olmayı bir şeref sayan Hüsnî, aynı zamanda Konya’nın kültürel ve tarihî olarak zenginliğinin farkındadır. Manzumelerinde zaman zaman eskiden çalıştığı Samsun ile Konya’yı kıyaslayan şairin, Konya’daki hayatından pek de memnun olmadığı, Konya’yı gurbet olarak gördüğü, özellikle de Konya’daki dostlarının vefasızlığından yakındığı dikkati çekmektedir. 1933-1942 arasında Konya’da yaşayan Baba Hüsnî’nin Divanı’nın, kısmen o yılların Konya’sına ışık tuttuğu, Konya ve sakinleriyle ilgili kıymetli bilgiler verdiği söylenebilir. Nitekim Divan’da Konya isminin tam 60 defa geçtiği tespit edilmiştir. Konya’nın merkez ilçelerinden biri olan Meram da şiire konu olmuştur. Konya’yla ilgili Baba Hüsnî Divanı’nda 34 manzume ve yaklaşık 626 mısra bulunmaktadır. Yazıda; hem erken dönem Cumhuriyet hem de Konya edebiyat, şahıslar ve şehir tarihi açısından önemli olduğu düşünülen Baba Hüsnî’nin Konya’yla ilgili şiirleri üzerinde durulacaktır. Önce Baba Hüsnî hakkında bilgi verilecek, ardından Baba Hüsnî Divanı’nda bulunan Konya ile ilgili manzumeler değerlendirilecek ve bunların bazılarının çeviri yazılı metinleri sunulacaktır.
Klasik Türk Edebiyatı Konya XX. Asır Klasik Türk Şiiri Baba Hüsnî Divanı Hüsnü Ozanbay.
Born in Dagestan in 1882 and passing away in Konya in 1942, Baba Hüsnî worked as a head teacher at the Kabataş and Istanbul Sultani schools until 1912. In 1911, he was appointed as a literature and Turkish teacher at Samsun High School, and later, against his will, in 1933, he was appointed as a Turkish teacher at the Konya School of Arts. The poet's Konya adventure, which began in his 50s, lasted nine years, and he taught in Konya until his death. A late-era poet, Hüsnî spent most of his life in Samsun and his final years in Konya, where he died. His grave is in the Üçler Cemetery in Konya. Baba Hüsnî, who can be considered one of the last Ottoman poets, although he continued the old tradition in style, he also drew heavily from folk poetry and everyday life. In this context, it is possible to consider Baba Hüsnî as one of the poets of his time who served as a bridge between Divan literature and folk literature. His only extant work is his Divan. In manuscript form and consisting of two copies, Baba Hüsnî's Divan explores a wide range of topics, including love, rhyme, history, and complaints and satire. In this context, the Divan sometimes mentions Konya and its people directly and at length, and sometimes indirectly and briefly. Hüsnî, who considered being a neighbor of Rumi an honor, was also aware of Konya's cultural and historical richness. In his poems, the poet occasionally compared Konya to Samsun, where he worked in the past. It is noteworthy that he was not entirely satisfied with his life in Konya, viewing it as a foreign land, and particularly lamenting the disloyalty of his friends there. The Divan of Baba Hüsnî, who lived in Konya between 1933 and 1942, can be said to shed some light on the Konya of that period and provide valuable information about Konya and its inhabitants. Indeed, the name Konya has been identified as appearing exactly 60 times in the Divan. Meram, one of Konya's central districts, has also been the subject of poetry. Baba Hüsnî's Divan contains 34 poems and approximately 626 lines about Konya. This article will focus on Baba Hüsnî's poems about Konya, which are considered important both for the early Republican era and for Konya's literature, personalities, and urban history. First, information about Baba Hüsnî will be provided, followed by an evaluation of the poems about Konya in Baba Hüsnî's Divan, and transcriptions of some of these will be presented.
Konya 20th Century Classical Turkish Poetry Divan of Baba Husni Hüsnü Ozanbay Classical Turkish Literatüre
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ağustos 2025 |
Kabul Tarihi | 20 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 3 |