Günümüzde yaşama ve yaşanılan yerlere yapılan müdahaleler ile bunların insanlar üzerinde oluşturduğu etkilere karşı duyarlı bir tepki olarak ortaya çıkan yaşanabilirlik farklı birçok boyuta sahip temel bir kavramdır. Bu kavramın çözümlenerek anlaşılması ise özellikle mekan tasarımı odaklı disiplinler için oldukça önemlidir. Çünkü mimarlık ve iç mimarlık sadece yapı yapma sanatı değil yaşanabilir çevreler, paylaşılabilir ilişkiler kurma hedefleri olan düşünme sistemleridir. Özellikle iç mimarlık disiplininin ana çatkısı insanın mekanla varolma düşüncesi üzerine kurulmuştur. Buradan kaynakla çalışma ile mekanın yaşanabilirliğinin anlaşılmasını sağlayacak ilintilerin kurulmasına dayanan sistematik bir çözümleme yapılması amaçlanmıştır. Böylece bu araştırma, tasarım etkinliği içindeki tasarımcılara da yaşanabilirlik değeri yüksek mekan oluşturmalarında ihtiyaç duyup kullanabilecekleri bağlamlar oluşturulacaktır.
Emerged as a sensitive reaction to the interventions to life and residences and the effects created by those on people, livability is a basic concept of many dimensions. Analyzing and understanding this concept is very important especially for space designoriented disciplines, since architecture and interior architecture are not just arts of building but also thinking systems that aim to create liveable environments and shareable relations. Especially the main framework of the inner architecture is based on the idea of “existence of human together within the space”. From this point of view, this study aimes a systematic analysis based on building relations that help understanding the liveability of the space. Thus, this research will generate contexts for the designers in designing activities who may need and use creating spaces with high level of liveability.
Diğer ID | JA39SM68FP |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |