Companions are lofty personalities who followed the lead of the Prophet both externally and internally, and rebuilt their lives under his guidance. Some of the Companions, who made a great contribution to the understanding and living of Islam for the next generations, were distinguished by their ascetic aspects. Sufis longed for the way of the Companions adorned with sharia and taqwa, and aimed to live a life like theirs based on asceticism. They have become better with their worship and zuhd-oriented states, and they have adopted the idea that it is a duty for a true Muslim to be included in the "moral community" by living in this world in a hereafter-oriented way. Through the works they wrote, they offered spiritual prescriptions from the life of the Companions so that morality and spirituality could be established in society, and the spirit of the Age of bliss, principles and ideals could be applied to one's life. Our article reveals the relationship between the discipline of Sufism and the Companions, with the determination that the Companions, who are seen as the leader of the Sufis, are the source of the Sufi understanding in the classical works that are considered as the touchstones of Sufism.
Sahâbîler, Hz. Peygamber’den hem zâhir hem bâtın yönden hisse alarak, onun rehberliğinde hayatlarını yeniden inşâ etmiş ulvî şahsiyetlerdir. Onlar, Hz. Peygamber’den bir parça olmuş, her birinin kendilerinde sembolleşen özellikleri ile İslâm’ın temsilcileri olmuşlardır. Sonraki nesillere, İslâm’ın anlaşılmasında ve yaşanmasında büyük katkı sağlayan sahâbeden bazıları, zühd yönleriyle tebârüz etmişlerdir. Resûlullah Efendimiz vasıtasıyla aldıkları zühdî eğitim, ashâbın izinden gitme gayretini sarfeden tüm sûfîlere, kalbî hayatı idrâkte ve hayata geçirmede kılavuzluk etmiştir.
Sûfîler, sahâbîlerin şerîat ve takvâ ile bezenmiş yoluna özlem duymuşlar, onların zühd esâslı hayatları gibi bir hayat yaşamayı hedeflemişlerdir. Onların ibâdet ve zühd eksenli hâlleriyle hâllenerek, dünyâyı, âhiret odaklı yaşamak sûretiyle “ümmeten vasata’ya” dâhil olmayı, hakîki Müslüman’ın bir vecîbesi olarak benimsemişlerdir. Yazdıkları eserlerle ahlâk ve mâneviyatın toplumda teessüs etmesi, Asr-ı saâdet ruhunu, ilke ve ideâllerini, kişinin hayatına uygulayabilmesi için, sahâbenin hayatından mânevî reçeteler sunmuşlardır. Makalemiz, Tasavvuf ilminin mihenk taşları sayılan klasik eserlerde, sufilerin önderi olarak görülen sahâbenin, tasavvufî anlayışa kaynaklık ettiklerinin tespiti ile tasavvuf ilmi ile sahâbe arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 26 Sayı: 51 |
Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.