Ijtihad is the mujtahid's putting forward all his efforts on a fiqh issue within the framework of methodological principles. Fatwa, on the other hand, are the explanations made regarding the questions asked in fiqh issues. Therefore, although there are similarities between fatwa and ijtihad in terms of declaring a fiqh knowledge, there are also some differences that distinguish both scientific activities from each other. Because of this difference, not every ijtihad qualifies as a fatwa that a Muslim can apply in his life. A jurist who does not have the qualifications for ijtihad has to pay attention to when giving a fatwa by making use of the classical period ijtihad. The most important thing to consider when benefiting from the ijtihads that have been put forward is to correctly distinguish between the ijtihads that are historical and those that will always be used. In the fiqh books, there are many issues that can be described as historical ijtihad, in the context of their own time and conditions. Since it is not possible to present all such ijtihads within the framework of an article, in this study, the subject is discussed within the framework of ijtihads selected from fiqh books. From international relations to family law, there are many historically qualified ijtihads in the fields of fiqh, especially in the field of transactions. Today, international relations are quite different. It is of great importance to redefine the world and present fiqh rules accordingly. In the changing social structure, a new perspective is needed in the determination of the muruet. In the process of women's social position and participation in social life, great changes have been experienced all over the world and women have started to take part in many areas of life. In terms of the minimum age limit for marriage, it has become natural to marry at an older age than in the past. It has become almost impossible to act with the approach that those who have the same belief will obtain citizenship without other terms and conditions. It has become necessary to consider the views of jurists regarding the rights of non-Muslim citizens from a new perspective in the globalizing world structure. The implementation of views that give authority to private property owners regarding mineral ownership may be harmful to the security of the state and the public interest. There has been a need to look again at the legal provisions regarding the treasures under the ground in terms of public interest. In the article, it is stated why the ijtihads on the aforementioned issues have a historical character and in which framework the issue should be handled today.
İctihad, müctehidin fıkhî bir meselede metodolojik esaslar çerçevesinde elinden gelen tüm gayretini ortaya koymasıdır. Fetva ise, fıkhî konularda sorulan sorulara ilişkin yapılan açıklamalardır. Dolayısıyla fetva ile ictihad arasında fıkhî bir bilginin beyan edilmesi bakımından benzer yanlar olmakla birlikte her iki ilmî faaliyeti birbirinden ayıran bazı farklar da bulunmaktadır. Bu farklılık sebebiyle her ictihad Müslümanın hayatında tatbik edeceği bir fetva niteliğini haiz değildir. İctihad ehliyetine sahip olmayan bir fakihin, klasik dönem ictihadlarından istifade ederek fetva verirken dikkat etmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Ortaya konulmuş olan ictihadlardan istifade ederken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, tarihî vasıf taşıyan ile her zaman istifade edilecek ictihadların doğru bir şekilde ayırt edilmesidir. Fakihlerin kendi yaşadıkları zaman ve şartlar bağlamında beyan ettikleri ve tarihî ictihad olarak nitelenebilecek birçok mevzu bulunmaktadır. Bütün bu vasıftaki ictihadları bir makale çerçevesinde ortaya koyma imkânı bulunmadığından bu çalışmada fıkıh kitaplarından seçilen ictihadlar çerçevesinde konu ele alınmıştır. Uluslararası ilişkilerden aile hukukuna kadar fıkhın özellikle muamelat sahasına giren konularında pek çok tarihî vasıflı ictihad bulunmaktadır. Günümüzde uluslararası ilişkiler oldukça farklılaşmıştır. Dünyayı yeniden tanımlayıp fıkhî hükümleri buna göre ortaya koyma büyük önem arz etmektedir. Değişen sosyal yapıda mürûetin tespitinde yeni bakış açısına ihtiyaç duyulmaktadır. Kadınların sosyal konumu ve cemiyet hayatına iştiraki bakımından geçen süreçte tüm dünyada büyük değişiklikler yaşanmış ve kadın hayatın pek çok alanında yer almaya başlamıştır. Evlenmede asgari yaş sınırı bakımından geçmişe nazaran daha ileri yaşlarda evlenme tabiî hale gelmiştir. Aynı inanca sahip olanların -başka kayıt ve şartlar olmaksızın- vatandaşlık elde edeceği yaklaşımıyla hareket etmek neredeyse imkânsız bir hale dönüşmüştür. Fakihlerin gayri müslim vatandaşların haklarına ilişkin görüşlerinin küreselleşen dünya yapısında yeni bir bakış açısı ile ele alınması gerekli hale gelmiştir. Maden mülkiyeti konusunda özel mülk sahiplerine yetki veren görüşlerin tatbiki, devletin güvenliği ve kamu yararı bakımından sakıncalı olabilmektedir. Definelere dair hükümlere kamu yararı açısından yeniden bakma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Makalede, bahsi geçen bu konulara dair ictihadların niçin tarihî vasıf taşıdığı ve günümüzde konunun hangi çerçevede ele alınması gerektiği ifade edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 25 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 2 |