To characterise legal dogmatics, which is the science of law in the narrow sense, as a pure science of culture is quite far from the dogmatic jurist's point of view. This is because the distinction between natural and cultural sciences essentially refers to the empirical study of being. However, the activity of the dogmatic jurist is not necessarily limited to the investigation of legal reality. The dogmatic jurist is also concerned with a body of norms which, as positive law, can be attributed at least a social existence and thus a social reality. This raises the question of whether law should be categorised as a cultural science or as a normative science. Gustav Radbruch, a prominent representative of the Southwest German Neo-Kantian tradition of legal philosophy, presents the legal science as a cultural science. Hans Kelsen, another prominent figure of Neo-Kantian legal philosophy in the 20th century, characterises legal science as a normative science. In their legal philosophies, the distinction between “is” and “ought” (between reality and value or fact and norm) is as indispensable for Kelsen as well as for Radbruch. It is intriguing that these two, despite sharing a common Neo-Kantian heritage, took different paths in classifying law as a science.
This study focuses on Radbruch's conception of legal science. Kelsen's criticism of Radbruch's conception of legal science is significant since it questions Radbruch's Neo-Kantianism. Accordingly, in order to position Radbruch's philosophy of law, first the basic assumptions of Southwest German Neo-Kantianism will be presented, and then Radbruch's views on legal science will be examined. Finally, Kelsen's criticism of Radbruch in the context of legal science will be addressed.
Legal science cultural science normative science Neo- Kantianism Hans Kelsen Gustav Radbruch
Dar anlamda hukuk bilimi olan hukuk dogmatiğini saf bir kültür bilimi olarak nitelendirmek dogmatik hukukçunun bakış açısından oldukça uzaktır. Çünkü doğa bilimleri ile kültür bilimleri arasındaki ayrım esasen varlığın ampirik olarak incelmesine atıfta bulunur. Ancak dogmatik hukukçunun faaliyeti her durumda hukuki gerçekliğin araştırılmasıyla sınırlı değildir. Dogmatik hukukçu aynı zamanda pozitif hukuk olarak toplumsal bir varlıkla ve dolayısıyla toplumsal gerçeklik atfedilebilecek bir normlar bütünüyle de ilgilenir. Bu mesele, hukukun bir kültürbilim olarak mı yoksa bir normbilim olarak mı sınıflandırılması gerektiği sorusunu gündeme taşır. Güneybatı Alman Yeni-Kantçı hukuk felsefesi geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Gustav Radbruch, hukuk bilimini bir kültürbilim olarak ortaya koyar. Yeni-Kantçı hukuk felsefesinin 20. yüzyıldaki önemli bir diğer ismi olan Hans Kelsen ise hukuk bilimini bir normbilim olarak niteler. Hukuk felsefelerinde olan ile olması gerekeni (gerçeklik ile değeri veya olgu ile normu) birbirinden ayırmak, Radbruch için olduğu kadar Kelsen için de vazgeçilmezdir. Bu ikilinin ortak bir Yeni- Kantçı mirası paylaşmalarına rağmen hukuku bir bilim olarak sınıflandırırken ayrı yollara gitmiş olmaları merak uyandırıcıdır. Söz konusu bu çalışma, Radbruch’un hukuk bilimi anlayışına odaklanmaktadır. Kelsen’in Radbruch’un hukuk bilimi anlayışına yönelttiği eleştiriler, Radbruch’un Yeni-Kantçılığını sorgular nitelikte olduğundan önemlidir. Bu doğrultuda Radbruch’un hukuk felsefesini konumlandırmak için öncelikle Güneybatı Alman Yeni-Kantçılığının temel kabulleri sunulacak, ardından da Radbruch’un hukuk bilimine ilişkin görüşleri incelenecektir. Son olarak, Kelsen’in hukuk bilimi konusunda Radbruch’a yönelttiği eleştirilere yer verilecektir.
Hukuk bilimi kültürbilim normbilim Yeni- Kantçılık Hans Kelsen Gustav Radbruch
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |