Akılcı antibiyotik kullanımı, bakteriyel direncin önlenmesinde, sağlık hizmetinin en üst düzeyde verilmesinde ve
sağlık harcamalarının azaltılmasında en önemli rolü oynamaktadır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, antibiyotik
tedavisinin gerekli olmadığı ya da dar spektrumlu antibiyotik tedavisinin uygun olduğu birçok durumda, geniş
spektrumlu antibiyotiklerin reçete edilmesinin giderek artmakta olduğunu göstermektedir (1).
Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl ayaktan tedavi hizmeti veren polikliniklere başvuran her beş çocuktan en
az birine antibiyotik reçete edilmekte ve bu durum her yıl 50 milyondan fazla antibiyotik reçetesinin yazılmasına
yol açmaktadır. Ayaktan tedavi veren kurumlarda, özellikle viral kaynaklı üst solunum yolları infeksiyonları, uygun
olmayan antibiyotik tedavisinin en sık yapıldığı durumlardır.
Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı tarafından 2003’te başlatılan Akılcı Antibiyotik Kullanım Programı ile hastanelerde
kullanılan antibiyotiklerin enfeksiyon hastalıkları uzmanı tarafından denetimine başlanmış ve bu sayede geniş
spektrumlu antibiyotik kullanımının azaltılması hedeflenmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün ayaktan hastalardaki
yüksek antibiyotik oranlarının azaltılması yönündeki önerisiyle ülkemizde 2014-2017 yılları arasında yürütülen
programla, 2015 yılında reçetesiz antibiyotik kullanımı yasaklanmış ve ayaktan hastalardaki antibiyotik kullanımının
azaltılması yönünde kamu spotları ve bilgilendirme kampanyaları başlatılmıştır. Bu sayede aile hekimlerinin
reçetelerinin %35’ini oluşturan antibiyotiklerin %25’ e oransal olarak düştüğü gözlenmiştir. Günlük antibiyotik
kullanımı 2011’de 42.2 günlük doz/1000 hastadan, 2014’de 40.4 günlük doz/1000 hastaya, 2017’de 35.25
günlük doz/1000 hastaya azalmıştır (2).
Ülkemizde akılcı antibiyotik kullanımın sağlanması için bu çabaların artarak devam etmesi gerekmektedir. Bu nedenle
ailelerin bilinçlendirilmesi, meslek içi eğitimlerin devamı, ayrıca çoklu ilaç direnci olan gram negatif bakterilerin
kontrolü için programlar geliştirilmesi, hastanede yatan ve ayaktan hastalarda antibiyotik kullanımının yakın takibi
ve patojen mikroorganizmların direnç oranlarının izlenmeli ve tarım ve hayvancılıkta kullanılan antibiyotiklerin
denetimi yapılmalıdır.
Dergimizde yayınlanan Güngör A. ve ark.(3) çalışmasında çocuk polikliniğine başvuran hastaların anne babalarının
antibiyotik kullanımı ile ilgili bilgi ve tutumları değerlendirilmiştir. Çalışmada, annelerde doktora gitmeden ilaç
başlama oranı (%42.9) babalara göre (%31.8) daha yüksek saptanmış, eğitim süresi >8 yıl olanlarda doktora
gitmeden ilaç başlama oranı eğitim süresi ≤8 yıl olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düşük bulunmuştur.
Katılımcıların %4.5’i doktor önerisi dışında antibiyotik kullanırken, %95.5’i evde yedek antibiyotik bulundurmadığı
tespit edilmiştir. Bu konuda çok merkezli çalışmalar ve devam eden eğitim programlarıyla farkındalık düzeyinin
arttırılmasına ihtiyaç vardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |