Nutcracker Sendromu (NCS) sol renal vene bası sonucu ortaya çıkan bir klinik tablodur. Sendrom ilk olarak 1937
yılında Grantin tarafından tanımlanmıştır. En sık sol renal venin aorta ile süperior mezenterik arter arasında sıkışması
sonucunda görülür ve bu tip “anterior tip” olarak tanımlanır. Daha az sıklıkla retroaortik sol renal venin aorta ile
vertebra arasında sıkışması sonucu “posterior NCS” görülebilir. Sol renal vene basının kan akımını engellemesi
sonucu ven içerisinde oluşan basınç artışı sol böbrekte konjesyona yol açmaktadır (1,2).
Nutcracker Sendromlu hastalar asemptomatik hematüriden ağır pelvik konjesyona kadar değişen çok farklı klinik
tablolarla karşımıza çıkabilir. Hastalar hematüri, ortostatik proteinüri, yan ağrısı, karın ağrısı, varikosel, dismenore,
halsizlik ve yorgunluk gibi belirti ve bulgularla başvurabilir. Nadirende Henoch-Schönlein purpura, IgA nephropati,
membranöz nefropati ve nefrolitiazis ile başvuran vakalar tanımlanmıştır. Genellikle ince uzun yapılı ve yağ dokusu
az kişilerde görülmektedir. Literatürde NCS’lu hastaların düşünüldüğünden daha fazla olduğu belirtilmektedir.
Bunun nedeni bu hastalık konusunda farkındalığımızın az olmasıdır. Oysa ki NCS tanısında ilk ve en önemli
basamak bu sendromdan şüphelenilmesidir (2,3).
Nutcracker Sendromu tanısını dopler ultrasonografi, CT anjiografi, MR anjiografi ve retrograd sol renal venografi
gibi farklı görüntüleme yöntemleri ile konulabilir. Retrograd venografi NCS tanısında altın standart olmasına karşın
invazif olması nedeniyle ağır vakalarda tercih edilmektedir. Doppler ultrasonografi invazif olmaması nedeniyle NCS
şüphesi olan hastalarda ilk olarak tercih edilmektedir (3).
Dergimizde yayınlanan Çakıcı EK ve ark. (4) çalışmalarında 2015-2018 yılları arasında NCS tanısıyla izledikleri,
semptomatik ve asemptomatik olarak iki gruba ayırdıkları 41 hastanın klinik belirtileri ile doppler ultrasonografi
bulguları arasındaki ilişkiyi araştırdılar. Bu çalışmada doppler ultrasonografinin bu hastalarda ilk tercih edilen
yöntem olarak önerebileceklerini belirtmektedirler. Ayrıca izole hematüri, proteinüri veya sol yan ağrısı ile başvuran
hastalarda böbrek biyopsisi yapmadan önce NCS tanısının ekarte edilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar (4).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 23 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |