1489 yılında Yusuf Adilşah tarafından kurulan Adilşahlar Sultanlığı, 1686 yılına kadar varlığını devam ettirmişti. Bu süre zarfında dokuz sultan Adilşahlar tahtına oturmuştu. Sultanlığın sınırları, ilk dönemlerde batı Maharaştra ve Kannada dilinin konuşulduğu bölgelerden ibaretti. Daha sonra ise Tungabhadra Nehri’nin kuzeyine doğru genişlemişti. XVII. asrın sonunda ise batıda Umman Denizi’ne, doğuda ise Bengal Körfezi’ne erişmişti. Adilşahlar Hanedanlığı mensupları, bir taraftan sultanlığın sınırlarını genişletmek ve halkın refahını yükseltmekle uğraşırken, bir taraftan da bu faaliyetlerini gelecek nesillere aktarmak maksadıyla vekayinamelerin yazılmasını teşvik etmişlerdi. Şiiliğin kabul edilmesi, bu mezhebin önemli temsilcilerinden olan Safevilerle ilişkilere olumlu katkı sağladığı gibi Farsçanın bölgede yayılmasını hızlandırmıştı. Sultanların daveti neticesinde İran ve Maveraünnehir’den bazı âlimlerin Bicapur’a gelmesi bu dilde yazın faaliyetlerinin artmasıyla sonuçlanmıştı. Yaşanan bu gelişmeler, Farsça vekayiname yazma geleneğine olumlu katkıda bulunmuş, çok önemli eserlerin kaleme alınmasına vesile olmuştu. Sultanlık yıkıldıktan sonra da Farsça vekayinameler yazılmaya devam etmişti. Bu vekayinameler, Adilşahlar Sultanlığı döneminde yaşanan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelere ışık tutmaktadır. Bu makalede Adilşahlar Sultanlığı devrinde ve sultanlık yıkıldıktan sonra yazılmış olan Farsça vekayinameler ele alınmış ve temel özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 126 Sayı: 249 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.