Bir göstergeler sistemi dildeki kelimeler anlamlarını temsil ettikleri nesnelerden almazlar. Aksine bu nesnelerin ve kelimelerin aralarındaki ilişkilerden alırlar. Dil ile dünya arasında bir paralellik ya da koşutluk ilişkisi bulunmaktadır. Wittgenstein’ın dediği gibi “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” İnsanoğlu doğduğu zaman çevresinde hazır bulduğu ana dilinin söz varlığıyla, kavramlarıyla ve dil bilgisi kurallarıyla düşünür ve dünyayı bu şekilde algılar. Kişi, ait olduğu toplumun diliyle dünyayı algılamaya devam eder. Kültür bir millete ait maddi manevi birikimlerin tamamıdır. Medeniyet ise bütün insanlığa ait ortak değerlerdir. Birbirine yakın kültürler elde ettikleri ortak kazanımlarla medeniyeti oluşturlar. Farklı kültürler çatışırken yakın kültürler daha büyük etkileşim alanı içerisine girebilirler. Bu etkileşim alanı içerisinde de kültürler arasında da görünene veya görünmeyen bir mücadele bulunmaktadır. Bu durum da doğal olarak dilde varlığını göstermektedir. Arap dilinin İslam medeniyetinin kurucu ve taşıyıcı durumda olmasından dolayı Türk dili üzerinde asırlık baskın etkisi söz konusudur. Medeni yaşam tarzına ait birçok Arapça kavram veya kelimenin Türkçe karşılıklarının etkileşim öncesinde yer aldığı bilinmektedir. Bu kelime ve kavramlar zamanla ya unutulmuş ya da Türkçenin ağız ve şivelerinde kalarak ölçünlü dile geçmesi engellenmiştir. Türkçe, medeniyet dili olarak varlığını ispatlayan eski kelimelere sahip olduğu gibi kendi türetme yeteneğiyle de bu güce sahiptir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları, Antropoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 126 Sayı: 249 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.