İlk devirlerdeki Hun hareketi Avrupalı müverrihlerce dehşet, korku ve şaşkınlıkla karşılanmış, buna paralel olarak tarihî kaynaklarda hiç bilmedikleri ve tanımadıkları Hunlar hakkında masalımsı, abartılı, hoş olmayan bilgiler vermeye başlamışlardır. Zamanla Hunlar hâkimiyet alanlarını genişlettikçe devletler üzerindeki Hun baskısı ve korkusu değişmediyse de, onları gören ve tanımaya başlayan Latin ve Grek tarihçilerin bakış açılarında farklı yak¬laşımlar ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Hunların tarihi yalnızca siyasî, askerî ve diplomatik yönleri olan zaferler, mağlubiyetler, mücadeleler tarihi değildir. Avrupa coğrafyasında Hunların hâkimiyeti altına giren kabileler, kavimler ile hemhudut olduğu münasebet tahsis ettiği devletler bakımından “öteki”nin tarihi idi. Savaş meydanlarında ordular çarpışırken, sözlerde ve kalemlerde diller, inançlar, kültürler, davranışlar, alışkanlıklar harp ediyor, biçimden biçime sokuluyordu. Bunların neticesinde oluşan önyargılar ise hakikatin yerine geçiyordu. Bu önyargılar fiziki tasvirler ve hayat tarzına dâir anlatımlarda kendini gösterdi ve zihinlerde Hunlara karşı hakikatten uzak algıların ortaya çıkmasına neden oldu. Sadece Hunların değil, Türk tarihinin de önemli hükümdarlarından olan Attila da Batı zihniyetinde, zamanından günümüze kadar tarihî bir figür, kahramandan öte mânâlar ifade etmiştir. Kısa süren fakat çağdaşlarına göre sonsuz görünen Attila’yı ve hükümranlık dönemini kaynaklar “Avrupa’yı yetim bırakan” savaşlar tarihi, günaha batan Hıristiyanları cezalandırmak için Tanrı’nın gönderdiği bela ve felaketin temsilcisi olarak görmüşlerdir.
Avrupa Hunları Romalılar Attila Roma Kaynakları Hun Algısı Avrupalılar
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Şubat 2019 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 121 Sayı: 238 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.