Bir dilin değişim ve dönüşümünü anlayabilmek için sözcüklerin tarihsel gelişimini, kökenini ve yapısını araştırmamız ve incelememiz gerekmektedir. Dilin söz varlığını oluşturan sözcüklerin bir kısmı, zamanla dil hafızasında aşınmaya uğrayarak kullanım sıklığını yitirir. Bu durumun sonucunda da ilgili sözcükler güncel söz varlığında artık kullanılmazken sözlükler, atasözleri, deyimler veya ikilemelerde arkaik bir şekilde yaşamaya devam ederler. Bu çalışmada, standart Türkçede yalnızca tongaya basmak veya düşmek deyiminde yaşayan tonga sözcüğünün kökeni üzerinde durulacaktır. Tonga sözcüğünün kökeni ile ilgili görüşlerin yok denecek kadar az olması ve ortaya belirli görüşler konmaması nedeniyle bu sözcüğün kökeni üzerine görüş birliği sağlanamamıştır. Dolayısıyla sözcüğün üzerindeki bu köken belirsizliğini çözüme kavuşturmak gerekli görülmüştür. Fosilleşmiş ve arkaik bir sözcük olması nedeniyle eş zamanlı tespitin zor olduğu görülen tonga sözcüğü, art zamanlı bir bakış açısıyla incelenmiştir. Sözcüğü madde başı olarak almış bazı etimolojik sözlüklerde sözcüğün kökenine dair belirgin bir görüş ortaya konmazken pek çok sözlük de bu sözcüğe yer vermemiştir. Tonga sözcüğünün yeni bir köken denemesi olan bu çalışmada, çalışmalarında sözcüğe yer vermiş araştırmacıların yaklaşımları üzerinde durulmuş, ardından tonga sözcüğüne köken olabilecek ihtimaller belirtilmiş ve bu ihtimaller dilbilimsel ölçütler esasında tartışılmıştır. Sonuç olarak da tarihî ve dilbilimsel veriler ışığında yeni bir köken bilgisi önerisi sunulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 20 - Genç Araştırmacılar Sayısı |