Millî kültürümüzün önemli bir parçasını teşkil eden mezar taşları ve mezarlıklarımız geçmiş ile kurulan bağın nesiller boyu devam eden tanıklarıdır. İnsanın ölümünden sonra onun hatırasını devam ettirmek için dikilen mezar taşları ve mezar yapıları, İslamiyet öncesi Türklerin sahip olduğu, atalar kültünden gelmektedir. İnsanoğlu geçmişten günümüze kendi kültürel birikimi doğrultusunda ölümü her zaman farklı şekillerde yorumlamıştır. Ölen insanlar için mezar yapısı üzerine taş dikmek binlerce yıldır devam eden bir geleneğin ürünüdür. Mezarların topluca bulunduğu açık alanlar şeklinde nitelendirilen mezarlıkların yanı sıra cami veya türbe avlusunda parmaklık ya da duvarlarla çevrili hazirelerde yer alan mezar taşları, ölünün gömüldüğü yerin bilinmesi ve kimliğini göstermek amacıyla dikilmiştir. Mezar taşları yapıldıkları dönemin, çevrenin, inançların, geleneklerin, sanat anlayışının ortak ürünüdür ve tarihî birer belge olarak döneminin sanat anlayışını yansıtır; unvanlar, isimler, meslek grupları, sülale isimleri, ölüm nedenleri gibi çeşitli konular hakkında somut bilgiler vermesi bakımından sosyo-kültürel açıdan da çok yönlü değerlere sahiptir. Osmanlı mezar taşları genel olarak Osmanlı Türkçesiyle yazılmıştır. Ancak erken tarihli mezar taşlarında Arapçanın da kullanıldığı görülmektedir. Çalışmada, sonuç olarak, Trabzon Tavanlı Cami Haziresinde yer alan 19. yüzyıla tarihlenen on dört adet kadın mezar taşı; malzeme, form, teknik, işleniş niteliği, bezeme özellikleri ile kitabe bilgileri bakımından tanıtılmış ve farklı bölgelerdeki Osmanlı mezar taşları karşılaştırılarak bu taşların Türk sanatı içindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır
As important parts of our national culture graves and gravestones are witnesses of relationships of past which goes on for generations. Gravestones and structure of graves, that continue the memory of men after death, comes from ancestor culture which pre-islamic Turks have. From past to present human being have commented death differently related to their own cultural background. That put a gravestone on grave for the dead is the production of a tradition which goes on for thousand years. Apart from graveyard, gravestones, which take place in mosque or shrine and a forbidden area surrounded with fences, were erected to know where inhumation is and show his/her identity. Graveyards are common products which reflect the period, environment, beliefs, traditions and understanding of art. Graveyards, apart from reflecting its own period containing understanding of art as historical sources, give concrete information about other subjects such as labels, names, jobs, family lines and causes of death and have versatile values with its rich contents in the point of sociocultural. The language used in Ottoman graveyards is generally Ottoman Turkish. However that usage of Arabian has been observed on graveyards of early periods. In our study, fourteen women gravestones at the graveyard of Tavanlı Mosque have been described in means of materials, forms, engraving techniques and adorment characteristics. Then it will be studied to determine their artistic characteristics and place in Turkish art by comparing with the other Ottoman gravestones.
Decoration gravestone Trabzon Tavanlı Mosques women gravestone.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 46 |