Proverbs are a type of oral culture that directly affect society, and are
wise sayings that the people to whom they belong have gained as a result
of experiences that date back centuries. Proverbs shed light on all areas of
life and carry important information about a people’s culture, economic
structure, worldview, societal relations and many other areas. Cultural
codes passed down from generation to generation by proverbs ensure the
survival of folk culture. Adults make maximum use of proverbs as they
prepare the younger generations for life and educate them. This study
examines the existence of animals that have become cults and have been
of great importance in the life of the Shor Turks. Although the Shor
Turks living in the Kemerovo region within the borders of the Russian
Federation are officially Christian Orthodox, they are essentially the
offspring of Turkic shamanism. Many elements of this shamanism have
found their reflection, especially in hunting. Hunting is very important
from a religious point of view for the Shor Turks, It is said that “hunting
is religion, religion is hunting”. For this purpose, hunters performed a
number of religious rituals before and after the hunt. Shor Turks are
constantly in close proximity to horses, dogs, sheep, goats, and other
domesticated animals as well as deer, bears, wolves, foxes, etc. As such,
they have made maximum use of wild animal and bird imagery. They have
benefited from the positive and negative characteristics of these animals.
In taiga - steppe culture - it is clear in the proverbs of the Shor Turks
how important some animals are culturally, economically, and religiously
to the people. Of special importance at the center of Turkish mythology
and socio-cultural life are horses, wolves, birds and deer. Especially the
proverbs enriche the oral culture of the animal cult of the Shor Turks. As
a result of the study of the proverbs of the Shor Turks, it is seen that many
proverbs also exist in Turkish culture in Anatolia, unchanged.
Atasözleri toplumu doğrudan etkileyen sözlü kültürün bir türü olup,
ait olduğu halkın, asırlara dayanan yaşanmış olaylar sonucunda kazanmış
olduğu doğru hüküm cümleleridir. Hayatın her alanına ışık tutan
atasözleri halkın kültürü, iktisadi yapısı, dünya görüşü, toplumun sosyal
ilişkileri ve daha birçok alana dair önemli bilgiler taşırlar. Atasözleriyle
kuşaktan kuşağa aktarılan kültür kodları halk kültürünün yaşamasını
temin etmektedir. Yetişkinler genç kuşakları hayata hazırlarken, onlara
eğitim verirlerken atasözlerinden maksimum seviyede faydalanırlar.
Bu çalışmada Şor Türklerinin yaşantısında büyük öneme sahip ve kült
hâline gelmiş hayvanların varlığı incelenmiştir. Rusya Federasyonu
sınırları içinde Kemerovo Bölgesinde yaşayan Şor Türkleri resmiyette
Hıristiyan Ortodoks olmalarına rağmen özünde Şamanizme bağlı bir
Türk boyudur. Şamanizm inancına ait birçok unsur, özellikle avcılıkta
yansımasını bulmuştur. Tarih boyunca yaşamlarını avcılık, balıkçılık, bitki
toplayıcılığı, tarım ve cüzi oranda madencilik-demircilikle sürdürmüş
oldukları tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Avcılık dinî bakış açısından
çok önemlidir, hatta Şor Türkleri için “Avcılık din, din de avcılıktır”
denilmektedir. Bunun için de avcılar av öncesinde ve av sonrasında
birtakım dini ritüeller icra etmişlerdir. Şor Türkleri sürekli olarak yakın
şekilde ilişki içinde oldukları at, köpek, koyun, keçi gibi evcil, geyik, ayı,
kurt, tilki vb. gibi yabani hayvanlar ve kuşlardan azami düzeyde istifade
etmişlerdir. Bahse konu hayvanların olumlu ve olumsuz özelliklerinden
faydalanmışlardır. Tayga - bozkır kültüründe iktisadi ve dinî bakımdan kült
olmuş bazı hayvanların o halk için her bakımdan ne kadar önemli olduğu
Şor Türklerinin atasözlerinde açık şekilde görülmektedir. Özellikle at,
kurt, kuş ve geyik Türk mitolojisi ve sosyo-kültürel hayatının merkezinde
bulunmaktadır. Hayvan kültü Şor Türklerinin sözlü kültürünü, özellikle
de atasözlerini çok zenginleştirmektedir. Şor Türklerinin atasözlerinin
incelenmesi neticesinde birçok atasözünün hiç değişmeden Anadolu’da
Türk kültüründe de var olduğu görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 50 |