Folk epics are a mirror reflecting the bittersweet experiences of
nations in their individual and social existence. These are also the most
effective depictions of nations’ aspirations for the future. It is a wellknown fact that epics have a past as old as human history in this respect.
In addition, the diversity of their subjects, the fluency of their wording and
the functionality of the messages they carry are the factors that facilitate
the spread of such works to every class of society. In this context, Turkish
tribes hold a rich heritage. In this study, has been studied the epic YusufZulaikha, which has an important place among Uighur Turks as well as other Muslim peoples.
The story of Yusuf is the common value of all Abrahamic religions.
Therefore, in every society that has holy book-based believes, it is
possible to come across the story of Yusuf. It is seen that a broad acquis
has been formed on this issue in the Uighur society, which has been a
part of the Muslim community since the early periods of Islam. In fact,
it does not go unnoticed that this story becomes an epic that concerns
folk-literature rather than being a religious issue. Starting from this point,
first of all, information about the literature formed on the story of Yusuf
in Uighur folk-literature will be included. In this study, as an example, a
copy compiled by Ershidin Tatlıq and included at the collection of literary
works about Uighur folk-literature will be analysed. Because there are
many variants of the work within the same nation. In the next step,
brief information will be given about the characteristics of the Qur’an
narratives due to its importance. In the last part of the study, the verses
thought to be related to the preferred copy will be analysed comparatively
for the purposes of the Quran narratives. In doing so, basic sources of
tafsir bi-al-ma’thur will be consulted.
Halk destanları, ulusların bireysel ve toplumsal varoluşlarında yaşadıkları acı ve tatlı tecrübelerini yansıtan bir aynadır. Geleceğe yönelik
özentilerinin de en etkin tasvirleridir. Destanların, bu yönüyle insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olduğu, bilenen bir gerçektir. Ayrıca
konularının çeşitliliği, üslubunun akıcılığı ve taşıdıkları mesajların işlevselliği, bu tür eserlerin toplumun her katmanına yayılmasını kolaylaştıran hususlardır. Bu bağlamda Türk boyları zengin bir miras hazinesini elinde
bulundurmaktadır. Bu çalışmada diğer Müslüman halklarda olduğu gibi
Uygur Türkleri içerisinde de önemli bir yeri olan Yusuf-Züleyha destanı
inceleme konusu yapılmıştır.
Hz. Yusuf kıssası, bütün ilahî dinlerin ortak değeri niteliğindedir. Dolayısıyla ilahî kitap temelli inanca bağlı her toplumda Hz. Yusuf kıssasına
rastlamak mümkündür. İslam’ın ilk dönemlerinden beri Müslüman camianın bir parçası olan Uygur toplumunda da bu konu ile ilgili geniş bir
müktesebat oluştuğu görülür. Hatta bu kıssanın dinî bir konu olmaktan
ziyade halk edebiyatını ilgilendiren bir destan niteliği kazandığı gözlerden kaçmaz. Bu noktadan hareketle önemine binaen öncelikle Hz. Yusuf kıssasının Uygur halk edebiyatında oluşturduğu literatür bilgisine yer verilecektir. Bu çalışmada örnek olarak Erşidin Tatlık tarafından derlenen ve Uygur halk edebiyatı ile ilgili edebî eserler koleksiyonunda yer alan bir
nüsha incelenecektir. Zira aynı ulus içerisinde eserin birçok varyantı mevcuttur. Sonraki aşamada önemine binaen Kur’an kıssalarının karakteristik özellikleri hakkında özet düzeyde bilgi verilecektir. Çalışmanın son bölümünde ise tercih edilen nüsha ile ilgili olduğu düşünülen ayetler, Kur’an kıssalarının amaçları doğrultusunda karşılaştırmalı olarak tahlil edilecektir. Bunu yaparken temel rivayet tefsir kaynaklarına müracaat edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 52 |