Bu araştırmanın birinci amacı, ailesi yanında ve yetiştirme yurdunda kalan ergenlerin umutsuzluk düzeylerinde; bazı sosyodemografik değişkenlere bağlı anlamlı bir farklılaşmanın olup olmadığını araştırmaktır. kinci amacı, her iki grubun umutsuzluk düzeylerini karşılaştırmaktır. Çalışma ailesiyle kalan 15-18 yaş arasındaki 223, yetiştirme yurdunda kalan 71, toplam 294 ergen ile yürütülmüştür. Ayrıca, umutsuzluk düzeyi en düşük ve en yüksek olan 20 ergenle yordayıcı bazı risk faktörlerini belirlemek için birer görüşme yapılmıştır. Araştırmada, Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. Bulgular, ailesi yanında kalan ergenlerin umutsuzluk durumları açısından; anne ve babanın eğitim durumu, babanın çalışması, gelir düzeyi ve sınıftaki başarısı değişkenlerinin temel etkisinin anlamlı olduğunu göstermiştir. Bunlara karşın, yetiştirme yurdunda kalan ergenlerin umutsuzluk durumları açısından; yaş, sınıf, aileyi görme sıklığı ve sınıftaki başarısı değişkenlerinin temel etkisi anlamlı bulunmuştur. Umutsuzluk düzeyleri karşılaştırıldığında, yetiştirme yurdunda kalan ergenlerin umutsuzluk düzeylerinin, ailesi yanında kalan ergenlerinkinden daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Görüşmeler sonucunda umutsuzluk düzeyleri çok düşük olanların; ailesi yanında kalan, hayalleri olan, problemlerini arkadaşları ve ailesiyle paylaşabilen, intihar düşüncesi taşımayan, istismara uğramamış ve psikolojik bir sorunu bulunmayan ergenler olduğu, buna karşın umutsuzluk düzeyleri çok yüksek ergenlerin, yetiştirme yurdunda kalan, hayalleri olmayan, problemlerini hiç kimseyle paylaşmayan, intihar düşüncesi taşıyan, intihara teşebbüs etmiş, istismara uğramış, psikolojik sorunu olan ve gelecek beklentisi olmayan kız öğrenciler olduğu anlaşılmıştır.
The first aim of this study is to find out whether there is a significant difference among to the socio- demographic variables on the hopelessness levels of the adolescents living with their families and living at the orphanages. The secondary aim is to compare the hopelessness levels of the two groups mentioned above. A total of 294 adolescent participated in this research; 223 of them where between the ages of 15-18 and living with their families and the remaining 71 were living in the orphanages. Additionally, 20 adolescents with the lowest and highest hopelessness levels were selected in order to determine some of the risk factors and individual interviews were made with them. Beck’ Hopelessness Scale was used in the research. The findings showed that the education levels of the parents, the father’s having a job, income level and class success had significant effects on the hopelessness levels of the adolescents living with their families. In contrast to these, age, class, frequency of meeting the families and school success had significant effects on the hopelessness levels of the adolescents living at the orphanages. When compared, the hopelessness levels of the adolescents living at the orphanages were higher than the adolescents living with their families. As a result of the interviews, those who had the lowest hopelessness levels were the ones’ who lived with their families, had dreams, shared their problems with their friends and families, didn’t have any thought of suicide, and did not have any psychological problems. On the other hand, those who had the highest hopelessness levels were the girls who lived at the orphanages, didn’t have any dreams, could not share their problems with anybody, had a thought of suicide, tried to commit a suicide, had psychological problems, didn’t have any future expectations.
Diğer ID | JA89ZF92NB |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2005 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 3 Sayı: 4 |