Çağımızda
yaşanan gelişmelerle beraber bireylerin eğitimden beklentileri de farklılıklar
göstermektedir. Bu bağlamda akademik hedeflerle beraber insanlar, mutluluk ve
yaşam doyumunu da gözetmektedir. Pozitif psikoloji, görece yeni bir yaklaşım
olarak, bireylerin pozitif karakterlerine odaklanmanın onların yaşam kalitesini
arttıracağını ve potansiyellerini geliştirmeyi savunur. İlk olarak Maslow
tarafından 1954 yılında ortaya atılan bu kavram, özellikle 2000’li yıllardan
itibaren daha fazla dikkat çekmiştir. Pozitif psikoloji, geleneksel yaklaşıma
bir alternatif olmaktan ziyade bir tamamlayıcı olarak kabul edilmektedir. Birey
ve grubun yanında, kurumlar da pozitif psikolojini çalışma alanını
oluşturmaktadır böylece bir kurum olarak eğitim de pozitif psikolojinin bir
çalışma alanı olagelmiştir. Bu açıdan bakıldığında eğitimde pozitif psikoloji
anlayışının, en azından bir prensip olarak, dikkate alınması birçok fayda sağlayacaktır.
Bu derlemede pozitif duyguların insanlar, özellikle de öğrenciler, üzerindeki
etkilerini araştıran çalışmalar gözden geçirilmiştir. Özellikle de öznel iyi
oluş ve iyi oluşu etkileyen faktörler üzerinde durulmuştur. Ayrıca pozitif
psikolojiden eğitimde nasıl faydalanılabileceği konusu tartışılmış ve öneriler
sunulmuştur.
Konular | Eğitim Üzerine Çalışmalar |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Mayıs 2017 |
Kabul Tarihi | 14 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 15 Sayı: 2 |