Fetva kelimesi yiğit, genç, kavî manasındaki fetâ kökünden gelmekte ve
sual edilen müşkil bir meselenin hükmünün şeyhülislam veya müftüce
kaynağından araştırılarak ortaya konulmasını anlatmaktadır. Bu kelime, fıkhî
anlamını müşkil bir meseleyi güçlü bir cevapla izah etmekten dolayı
kazanmıştır. Fetva verme, zor ve ciddi bir işlem olduğundan fetvayı veren
için ‘hallâl-ı müşkilât, müşkil-güşâ’ gibi tabirler kullanılmıştır. Fetva
kitapları çeşitli konularda kritik bilgiler içeren önemli kaynaklardır.
Osmanlıda beş asırlık bir sürede 129 şeyhülislamın görev yaptığı ve
verdikleri fetvaların fıkhî ve edebî yönden çok zengin bir malzeme ortaya
koyduğu görülmektedir. Hâl-i hazırda elimizde 22 tane fetva mecmuası
mevcut olup, bunlar ise yapılacak çok yönlü çalışmaları beklemektedir. Bu
kitaplarda hukukî konuların öncelikli olduğu düşünülebilirse de dil ve edebî
derinliğin de ciddî bir seviyede olduğu söylenebilir. Bazı fetva kitaplarında
rastlanan manzum fetvalar bu heyecanın boyutunu daha da artırıcıdır.
Manzum fetva verenlerin en önde geleni Şeyhülislam Ebussuud Efendi’dir.
Bu çalışmada onun tespit edilen bir Farsça manzum fetvası tanıtılmaktadır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2017 |
Kabul Tarihi | 2 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 5 Sayı: 4 |