Tarihî süreç içerisinde Aleviler siyasi, sosyal, dinî ve kültürel bir kısım sebeplerden dolayı merkezin kurumsal ve yerleĢik yapısından uzaklaĢmıĢtır. Bunun neticesinde Alevilerin, kendi öz yapısını muhafaza etmek, üyelerine hak ve adalet duygusunu benimsetmek, toplumsal birlik ve beraberliklerini koruyabilmek için oluĢturduğu birtakım kuralları olmuĢtur. Bu kurallar, resmi/yazılı hukukun yanında kendi gelenek ve görenekleri çerçevesinde oluĢturduğu bir örfi hukuktur. Alevilikteki “düşkünlük” anlayıĢı bu kurallardan birisi olarak düĢünülebilir. DüĢkünlük anlayıĢı, Aleviliğin müntesipleri arasında bir otokontrol iĢlevi görüp hem toplumsal düzenin sağlanmasında hem de Aleviliği gelecek nesillere aktarmada etkin bir rol üstlenmiĢtir. Dinler sahip olduğu inanç, ibadet ve ahlaki prensipler bağlamında kiĢileri toplumsal huzura ve ebedi kurtuluĢa ulaĢtırmayı amaçlarlar. Bu amaç doğrultusunda toplumun bir bireyi olarak insanın kendisi, çevresi ve toplumun diğer fertleriyle iliĢkilerinde uyması gereken toplumsal ve ahlaki kurallar, dinlerin yazılı metinlerinde ifadesini bulmaktadır. ÇalıĢmamızda dinler tarihi bağlamında dinlerin kutsal metinlerinde yer alan ahlak anlayıĢıyla Alevilikteki düĢkünlük anlayıĢının mukayesesini yapacağız. Ayrıca çalıĢmamızda, dinlerdeki ahlak ilkelerinin ayırıcı özelliklerini ve toplumsal hayat üzerindeki önemini açıklamaya çalıĢacağız.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ocak 2018 |
Kabul Tarihi | 25 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 |