Türk
edebiyatında ‘kimlik’ sorunsalının yoğun olarak tartışıldığı II. Meşrutiyet
devrinde eser veren Ömer Seyfettin, Türk kültür tarihi açısından son derece
önemli olan iki karşıtlığı (Doğu ve Batı) “Bahar ve Kelebekler” adlı öyküsünde bir karşıt değer yaratımı olarak bir
araya getirip, bireyin kendine yabancılaşması bağlamında kurgular.
Ömer Seyfettin’in “Yeni
Lisan” makalesini yayımlamasından sonra kaleme aldığı ilk öyküsü olan “Bahar ve Kelebekler”in başına konulan “Yeni Lisanla” notu, metnin diline
ilişkin uyarıcı bir vurgu özelliği taşır. Öyküde geçmişi temsilen seçilen yaşlı
kadın (nine) ile geleceği temsilen seçilen genç kızın (torunun) doğu-batı
karşıtlığı bağlamında irdelendiği ve bu iki kutbun da ideal kadın açısından ‘yeni’ bir prototip oluşturamayacağına
ilişkin izleksel kurgu, metin dilbilimin olanakları içinde çözümlenmeye
çalışılacaktır.
Çalışmamızda
Ömer Seyfettin’in -günlüğünde yazmayı planladığını ifade ettiği romanına Ararken ismini düşünmüş olması ve bu
çalışmayı yazamayışı da dikkate alınarak “Bahar ve Kelebekler” adlı öyküsündeki idealize kadın tipini okur zihninde
nasıl çizmek istediği cevaplandırılmaya çalışılacaktır.
Ömer Seyfettin Bahar ve Kelebekler Doğu-Batı Karşıtlığı Kadın Kimliği İdealize Kadın Tipleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2018 |
Kabul Tarihi | 10 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 2 |