Devletlerin önemli tarihî dönüm noktalarından birisi de siyasi iktidarın el değiştirmesidir. Değişimin taraflarının, benzer ideolojilere sahip olmaları hâlinde dahi bilhassa sosyo-kültürel alanda farklı politikalar uyguladıkları vakidir. Devletin, kendisini oluşturan hemen her dinamikle birlikte topyekûn değiştiği cumhuriyet inkılâbı söz konusu olduğunda, değişimin esaslı bir dönüşümü de beraberinde getirdiği görülmektedir. Temelinde Türk milliyetçiliğini barındıran Kemalizm, söz konusu dönüşümü planlayıp programlayan ideolojidir. Özünde yer alan milliyetçilik fikri doğrultusunda Kemalizm’in temel problematiğinin, millî kökeni başlatacağı tarihî süreci belirlemek olduğu söylenebilir. Erken dönem cumhuriyet devri tarih yazımı sorunu, Osmanlı’yı görmezden gelip Orta Asya Türk tarihine uzanarak çözmeye çalışır. Böylelikle Osmanlı tam manasıyla bir devr-i sabık hâlini alır. Bu yeni tarih görüşünün, konusunu tarihten alan roman türünü doğrudan etkilemesi kaçınılmazdır. 1923-1938 yılları arasında yayımlanan tarihî romanda Osmanlı, yeni tarih algısının gereği olarak büyük ölçüde olumsuz imajlarla yer alır. Resmî ideolojilerin kültürel alana etkisini örneklendiren bu durum, edebiyatın öncelediği dönem ve insan gerçeğini âdeta hiç mesabesine indirir. Dönem romanında Osmanlı, hiçbir hususi tarafı bulunmayan tarihî/fiktif roman kişilerinin, hemen aynı mekânlarda birbirleriyle aynı davranışları tekrarlayıp durdukları tarihî süreç resmindedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2021 |
Gönderilme Tarihi | 14 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 10 Sayı: 1 |