Bu makalede modern Batı felsefesinde hayvanın ahlaki ve hukuki statüsü Descartes ve Bentham’ın felsefesi üzerinden karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. 17. yüzyılda Descartes’ın hayvan sorununa dair ileri sürdüğü ‘ruhsuz makine’ iddiası hayvanın ahlaki ve hukuki konumunu tartışmalı bir zemine yerleştirmiş ve insan-merkezci anlayışı pekiştirmiştir. İnsan-merkezci anlayış bütün hakları akıl sahibi insana vermekte, akıldan ve ruhtan yoksun olarak kabul ettiği hayvanlar alemine neredeyse hiçbir hak tanımamaktadır. Her ne kadar Descartes veya onun gibi insan-merkezci yaklaşımı benimseyen birçok filozof hiçbir zaman hayvanlara işkenceyi ya da kötü muameleyi doğrudan savunmamış olsa da modern Batı felsefesinde bu yaklaşım hayvanların ahlaki statüleri ve değerleri olmadığı yönünde bir anlayışla sonuçlanmıştır. 19. yüzyılda Bentham’ın hayvanların ‘acıyı duyumsayan varlıklar’ olduğunu ileri sürmesi ve eşit gözetilme ilkesini savunması onların akıl sahibi veya ruhu ölümsüz olan, dolayısıyla da bazı hakları bulunan kişiler olmamalarının kendilerinden daha yüksek türlere yani insanlara hizmet etmek amacıyla var oldukları anlamına gelmediğini göstermek için atılan ilk adım olmuştur. Ancak Bentham’ın felsefesinde eşit gözetilme ilkesi hayvanlara ‘mal ve eşya’ statüsünden başka bir statü tanımamakta, yalnızca onların gereksiz yere acı çekmemelerini sağlamayı hedeflemektedir. Bentham’ın hayvanların ‘ruhsuz makineler’ değil, ‘duyumsar varlıklar’ olduğunu gündeme getirmesi hayvan refahına yönelik olumlu bir gelişmedir, ancak ‘duyarlı olma’ özelliği her hayvanda aynı derecede bulunmamaktadır. Bu nedenle bu yaklaşım tüm hayvanları kapsamamakta ve insanlarla bazı ortak özellikleri olan veya görece insanlara daha çok benzeyen hayvanları diğerlerinden daha değerli kabul etmektedir. Bu bakımdan hayvanın ahlaki ve hukuki statüsü problemine dair Bentham’ın yaklaşımı insanı mihenk taşı olarak kabul eden insan-merkezci yaklaşımdan radikal bir ayrılışı temsil etmemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 14 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |