The book of Varidat that attributed to Sheikh Bedreddin, is regarded as
one of the his chief works by which he interprets the Wahdat al-Wujud thought. As
an ontological philosophy Wahdat al-Wujud thought that is accepted belonging to
Ibn Arabî is evaluated by the sufi thinkers such as Mansur al-Hallaj, Suhrawardi al-
Maktul, Sheikh Bedreddin in the context of creating substructure of individual or
social rebellion ethics. Nurettin Topçu In his doctoral dissertation that he completed
in 1934, introduce Mansur al-Hallaj as the peak figure of the rebellion morality. It is
understood that the Balkans, as the territories to which the Ottoman Empire began
to unravel and to be defunct, had a Wahdat al-Wujud teaching which led to the
disintegration of the Balkans, especially in the 15th century's Sheikh Bedreddin
context. Sheikh Bedreddin's Varidat was used in the Fetret period as a suitable
content against the legal entities of state and madrasa. The general frame of that work
draws a Wahdat al-Wujud konzept. However, its several parts can be interpreted
according to Wahdat al-Mawjud. This work and its sufi-based rationality are
represents the substructure of a gnostic-shaped social rebellion. Vahdat al-Wujud
and Wahdat al-Mawjud teachings generally has been settled in Sufi context but it
has also become a tool of political struggle with gnostic and esoteric content and it
has also been a source of inspiration for the positivist jon Turkish movement and the
Balkan-oriented political opposition.
Wahdat al-Wujud The Ethics of Rebellion Sheikh Bedreddin Varidat Jam al Jam
Vahdet-i Vücut düşüncesi İbn-i Arabî’ye ait bir varlık felsefesi olarak kabul
edilmekle birlikte, Hallac-ı Mansur, Sühreverdi Maktul, Şeyh Bedreddin gibi sufi
düşünürlerde bireysel ya da toplumsal bir isyan ahlakının alt yapısını oluşturmuştur.
Cumhuriyet dönemi aydınlarımızdan Nureddin Topçu’nun İslami temellerde bir
isyan ahlakı ve sosyalizm inşası çalışmalarında Hallac-ı Mansur ve Şeyh Bedreddin’i
örneklemesi dikkat çekicidir. Osmanlı Devleti’nin çözülmeye başladığı ve
inkırazının kesinleştiği topraklar olarak Balkanların özellikle Bektaşilik bağlamında
isyanlara ve kurumsal yapıdan çözülmelere yol açan bir Vahdet-i Vücut öğretisine
sahiplik ettiği anlaşılmaktadır. Şeyh Bedreddin’a atfedilen Varidat adlı eseri onun
Vahdet-i Vücut düşüncesini yorumladığı özgün bir eser olarak kabul edilmektedir.
Eser fetret döneminin kaotik ikliminde devlet ve medrese kurumsallığına karşı bir
meşruiyet sorunu oluşturmaya uygun bir içeriğe sahiptir. Eserin genel çerçevesini
Vahdet-i Vücut düşüncesi çizmekle beraber yer yer Vahdet-i Mevcut olarak da
yorumlanabilecek bir mahiyettedir. Bu eser ve temsil ettiği sufi temelli rasyonalite,
müellifinin adına yürütülen gnostik nitelikli bir isyanın referans kaynaklarından
biridir. Sufi bir zemine yerleşen ancak sahip olduğu gnostik ve ezoterik içerikle
politik bir mücadele aracı haline getirilebilen Vahdet-i Vücut düşüncesi pozitivist
jön Türk hareketinin ve Balkan kaynaklı politik muhalefetin de esin kaynağı
olmuştur.
Vahdet-i Vücut İsyan Ahlakı Şeyh Bedreddin Varidat Cem’ü’l Cem
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Temmuz 2017 |
Gönderilme Tarihi | 20 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 7 |