Çığır açan eseri Varlık ve Zaman’da, Heidegger temel (fundamental) ontoloji olarak fenomenolojiye uygun epistemolojik bir çerçeve oluşturmak için doğruluk kavramının çeşitli yorumlarını titizlikle sunmaktadır. Bu bağlamda, türevsel (ör. mütekabiliyet olarak doğruluk) ve ilksel (ör. Aletheia / ifşa olarak doğruluk, açıklık olarak doğruluk, Dasein’ın ifşaatı olarak doğruluk) doğruluk kavramlarını sunarken kendi bilgi teorisinin varlık teorisine nasıl denk düştüğünü açıklar. Bu makalede Heidegger’in, doğruluk kavramını nasıl yorumladığının kapsamlı bir tahlilini, onun varlık çalışmasını yeniden yapılandırdığı temel ontolojisi ile ilişkilendirerek sunacağım. Bunu yaparken, Heidegger’in doğruluk nosyonunu üç çizgiden (yani; dilsel, ontolojik ve epistemolojik olarak) takip edip Heidegger temel ontolojisinin özelliklerini de hesaba katarak tahlil edeceğim. Bu tahlil çizgilerinin tümü, bir yandan, Heidegger'in hangi doğruluk kavramlarını tartışıp onayladığını göstermekte iken öte yandan ise Heidegger’in bilgi teorisinin temel ontolojisi ile olan ilişkisini betimler. Bu yüzden; Heidegger'in felsefe dilini, varlık sorusu kavrayışına uygun olarak nasıl yeniden yapılandırdığı sorusu en başta yanıtlanacaktır. Bu açıklayıcı bölüm, Heidegger’in geleneksel ontoloji anlayışını yeniden okuma girişiminin arkasındaki nedenleri ortaya koymaktadır. Sonrasında ise Heidegger’in geleneksel ontolojiyi nasıl yeniden okuduğunu ve bunu esas kavramı Da-sein’e göre nasıl yeniden yapılandırdığını açıklamaya çalışacağım. Son bölümde ise, Heidegger’in yeniden yapılandırılmış ontolojisi için ne gibi bir doğruluk tasarımı ya da tasarımları öne sürdüğünü açıklayacağım. Bu bağlamda; Heidegger’in, mütekabiliyet doğruluk teorilerinde örneklendiği üzere türevsel doğruluk anlayışını neden ve nasıl reddettiğini gösterir iken Heidegger’in ifşa-etme-olarak-doğruluk kavramını bunun Da-sein’ın ifşaatı ile ilişkisi içinde neden savunduğunu tartışacağım.
Aletheia Da-sein Da-sein'ın ifşaatı söylev olarak logos mütekabiliyet doğruluk teorileri uylaşmak-olarak-doğruluk açıklık-olarak-doğruluk ifşa-olarak-doğruluk dünyanın ve Dasein'ın bağlılığı olarak doğruluk
In his groundbreaking work Being and Time, Heidegger meticulously presents a variety of interpretations of truth to construct a satisfying epistemological framework suitable for phenomenology as fundamental ontology. He thus proposes the derivative (e.g. truth-as-agreement/correctness) and primordial (e.g. truth-as-Aletheia/disclosure, truth-as-openness, truth-as-Dasein’s disclosedness) conceptions of truth so that he could account for how his theory of knowledge accommodates with his theory of beings. In this paper, I will provide a comprehensive analysis of how Heidegger construes the notion of truth with respect to his fundamental ontology in which he reconstructs the study of beings. In doing so, I will follow three strands (namely, linguistic, ontological, and epistemological) to analyze Heidegger’s notion of truth considering the features of his fundamental ontology. All these strands of analysis, on the one hand, show what conceptions of truth Heidegger discusses and endorses; on the other hand, they characterize Heidegger’s theory of knowledge in its connection with his fundamental ontology. Hence, I first visit the question of how Heidegger reconstructs his philosophical language to accommodate with his understanding of the question of being. This explanatory section purports to ground Heidegger’s reasons behind his re-reading the traditional understanding of ontology. Then, I will elucidate how Heidegger re-reads the traditional ontology and how he reconstructs it in accordance with his central notion Da-sein. Finally, I will specify what conceptions or conception of truth Heidegger promotes with respect to Da-sein.
Aletheia Da-sein correspondence theories of truth logos as discourse truth as Da-sein's disclosedness truth-as-disclosure truth as the connectedness of Da-sein and the world truth as opennes
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2020 |
Gönderilme Tarihi | 6 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 12 |