ÖZ
Dilin düşünceyle olan bağlantısı, Eski Yunan filozoflarından beri, önce felsefenin daha sonra da özellikle on dokuzuncu yüzyıldan itibaren dil biliminin temel konularından biri olmuştur. Dil ve düşünce ilişkisi yirminci yüzyıldan itibaren de tıbbın özelikle nörolojinin ilgilendiği daha sonra da diğer bilim dallarının da kendisinden çok faydalandıkları bir bilim dalı haline gelmiş, dil bilimi temelinde birçok bilim dalı ortaya çıkmış, dil ve dil bilimiyle ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Öyle ki zamanla milletler stratejilerini milletlerin dillerine göre belirlemeye başlamışlar. Çünkü milletlerin oluşumunda ve hayatlarında dil ve dinin rolü göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Hatta Malinowski’ye göre dil, düşüncenin bir onaylayıcısı dolayısıyla edilgeni değil, bir aksiyon türü, bir etkenidir.
Bu çalışmada Fuzuli’nin kullandığı “kalem olsun, kil ve kal” kelimeleri üzerinde duruldu. Giriş bölümünde dilin felsefi boyutu üzerine kısa bir bilgiden sonra bu kelimelerin, Fuzuli’nin incelemeye tabi tutulan metinlerinde nasıl ve ne şekilde kullanıldığı incelendi. Bu kelimelerin sözlüksel, dil bilgisel, kültürel ve bağlamsal anlamları incelenmeye çalışıldı. İncelemede kalem kelimesinin bilinen manasının yanında “kırmak, kırılmak, budamak, kurumak…”; kal(e) kelimesinin Arapça dil bilgisi kuralına göre “etken geçmiş zaman görevinde dedi”; kil(e) kelimesinin “edilgen geçmiş zaman görevinde den(il)di” anlamlarında da kullanıldıkları tespit edildi. Yapılan inceleme sonucunda Fuzuli’nin bu kelimeleri kullanırken Türkçenin yanında Arapça ve Farsçanın inceliklerine vukufiyeti, Türk kültürüne ve Türk dilinin nezaketine hâkimiyeti görüldü.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 29 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 14 |