Beynin temel fonksiyonlarından olan dil ile ilgili birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Dilin yapı taşlarından olan düşünebilme, konuşma ve ifade edebilme yeteneği beyin içerisinde yer aldığına göre beyin üzerindeki bilgilerimiz ne kadarsa dil konusunda da aşağı yukarı o kadar bilgiye sahip olmamız doğaldır. Çünkü dil de en az beyin kadar karmaşık ve büyülü bir dünyaya sahiptir. Başka bir ifadeyle beyin, dilin temel birimlerinden olan kelimeler vasıtasıyla düşünür. Durum böyle olunca düşünme, dille, dolayısıyla kelimelerle ilişki kurabilme yeteneğidir. Mantık kuralları çerçevesinde düşünüldüğünde kelime hazinesinin çok oluşu ve genişliği beynin kapasitesini doğru orantılı olarak etkiler. Kelime hazinesinin çokluğu da bireysel kültür, olgunluk ve bilgelikle doğru orantılıdır. Çocukluklarından itibaren iyi bir tedrisat gören ve kendisini çok yönlü yetiştiren dîvân edebiyatı şâirlerinin; düşünüş tarzına, bilimlere ve belâgate olan hâkimiyetleri bunun en somut örneğidir. Kelimenin farklı manalarda ve görevlerde kullanıldığını bilen ve kelimeyi farklı manalara gelecek şekilde kullanabilen dîvân şâiri, ayrıca ayaklı bir sözlük gibidir. Çalışmamızda dîvân şâirinin bu kabiliyetinden yola çıkılarak ulaşılabilen eserler taranıp bu üç kelime (kalem, kâl ve kîl) üzerinde duruldu. Bu üç kelimenin beytin anlamını nasıl etkilediği ve beyti nasıl şekillendirdiği, kelimelerin bağlam içerisinde oluşturdukları anlam derinliği beyitlerle örneklendirildi. İncelenen eserlerde bu üç kelimenin çokça kullanıldığı görüldü. Eserlerde çok kullanılan bu kelimelerin geçtikleri bütün beyitler alınmadı. Sadece farklı manalarda ve orijinal biçimde kullanılanları seçilip çalışmaya dâhil edildi.
Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar dilerim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 10 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 17 |