Hannah Arendt (1906-1975), 20. yüzyılda yaşamış Yahudi kökenli bir Alman yurttaşıdır. Onun, Nazi Partisi’nin II. Dünya savaşı esnasında güttüğü antisemitist politikanın etkisiyle şekillenen kötülük tasavvuruna, politik ve ahlâkî içerikte telif ettiği pek çok çalışmasında rastlamak mümkündür. Ona göre, yaşadığı toplumda Alman ırkından olmayanlara karşı benimsenen totaliter politikanın insanca gerekçelerle açıklanması mümkün değildir. O, bu bağlamda, yapılan kötülükleri ifade etmek için radikal kötülük ifadesini kullanmıştır. Ancak çok geçmeden, bu kötülüklerin icrasında bilfiil görev alanların bu konudaki fiillerini bir görevin icrası olarak telakki etmeleri, Arendt’in kötülük kavramını bir başka kavramla daha nitelendirmesine neden olmuştur: sıradanlık. Bu çalışmada, onun kötülük meselesiyle ilgili olarak kullandığı radikal kötülük ve kötülüğün sıradanlığı kavramlarının, klasik kötülük problemi teorilerinden ayrıştığı yanlar analiz edilecektir. Ayrıca totaliter yönetim şeklinin sebep olduğu radikal kötülük fikrinin din felsefesine etkisi ve bu disiplin içerisinde nasıl konumlandırılacağı sorgulanacaktır. Araştırmalarımız neticesinde, Arendt’in kötülük problemine getirdiği yeni bakış açısının, klasik anlamdaki kötülük algısına ve kötülük kavramının kapsamına yeni katkılarda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Din Felsefesi Hannah Arendt Radikal Kötülük Kötülüğün Sıradanlığı Totalitarizm Ahlâkî Kötülük
Hannah Arendt is a German citizen of Jewish origin who lived in the 20th century. It is possible to come across her vision of evil, which was shaped by the influence of the Nazi Party’s anti-semitic policy during World War II, in many of her political and moral works. According to her, the totalitarian policy adopted against people other than the German race in the society in which she lived cannot be explained with human reasons. In this context, she used the expression the radical evil. However, not long after, the fact that those who were actively involved in the execution of these evils considered their actions on these subjects as the performance of duty caused Arendt to characterize the concept of evil with another concept: banality. In this study, the aspects of radical evil and the banality of evil, which she used in relation to the issue of evil, differ from the classical theory of the problem of evil will be analyzed. In addition, the effect of the idea of radical evil caused by the totalitarian rule on the philosophy of religion and how it will be positioned in this discipline will be questioned. As a result of our research, it was concluded that Arendt’s new perspective on the problem of evil made a new contribution to the perception of evil in the classical sense and the scope of the concept of evil.
Philosophy of Religion Hannah Arendt Radical Evil The Banality of Evil Totalitarianism Moral Evil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Tetkik, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Üstveri Raporu | DOI | OAI