Kelâmın konusu tarihi seyri içinde şekillenmiş ve çağın ihtiyaçlarına göre daha önceleri olmayan bazı hususlar kelâm ilminin konularına dâhil edilmiştir. Nitekim başlangıçta kelâmın konusunu Allah’ın birliği, sıfatları, tekfir ve kader gibi konular oluştururken yapılan ilaveler sonunda bilinen her şey kelâmın konusuna dâhil olmuştur. Kelâmın değişmeyen konusu ise temel inanç esaslarıdır. Bu temel inanç esaslarının açıklanmasında veya savunulmasında yararlanılan ilimler zamana göre değişiklik gösterebilmiştir. Günümüzde bu yaklaşımlar doğrultusunda, bireyin birçok ilgi, inanç, tutum ve davranışları dolayısıyla kelâmın ilgi alanına girdiği belirtilerek kelâmın sosyal boyutu tartışılmaktadır. Bu bağlamda tartışılan hususlardan birisi de dünyanın her yerinde ve her seviyeden insanlar arasında görülebilen halk inançlarıdır. Halk inançları tarih olarak çok eski çağlara uzansa da bilimsel olarak ele alınmaları yeni sayılabilir. Halk inançları günümüzde daha çok sosyal bilimciler tarafından ele alınmıştır. Bu inançlar ekseriyetle kültürel miras olmaları ya da bireylerin üzerindeki psikolojik ve sosyolojik etkileri yönüyle incelenmiştir. Müslüman âlimler sözü edilen alana yeteri kadar ilgi göstermedikleri için yapılan çalışmalarda genellikle konunun itikadi boyutu değerlendirilmemiştir. Kaldı ki halk inançlarının önemli bir kısmı dolaylı veya dolaysız olarak ilahi dinlerin inanç esaslarıyla bir arada bulunamayacak yapıya sahiptir. İşte bu özelliklerinden dolayı halk inançları, insanların birer fiili ya da düşüncesi olduğu sürece kelâmın konusu olacaktır. Zira bir inancın, bir davranışın kuruntu ya da bilim dışı olması, onu kelâma konu olmaktan çıkarmaz. Hatta bazen ona verilmesi gereken önemi artırır, onu gündemin ilk sıralarına taşır. Bilindiği gibi halk inançları içerik açısından çok geniş bir kavramdır. Edebiyat, inanç, hava durumu, güzel sanatlar ve estetik gibi hemen hemen hayatın tüm alanlarında halk inançlarına rastlamak mümkündür. Makalede daha çok yaşayan ve itikadi boyutu olan halk inançlarından bahsedilecektir. İnsanların gündelik yaşamında önemli bir yeri olan bu tür inançlar zaman zaman dinlerin asıl akidelerinin önüne geçebilmekte, bu inançlara göre amel etmeyenler dinî açıdan kusurlu görülebilmekte ve hatta dinden çıkmakla itham edilebilmektedir. Çalışmada halk inançları için bazı tanımlamalar üzerinde durulduktan sonra bu inançların kelâm ilmi ile olan alakasına değinilecektir.
Bu çalışma Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem danışmanlığında 2004 tarihinde tamamladığımız “Gebze ve Çevresinde Yaygın İnanışlar ve Kelâm Açısından Kaynakları” başlıklı doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır.
The subject matter of Kalām has evolved throughout history, with certain aspects added to its topics in accordance with the needs of the time. As a matter of fact, while the subject of Kalām initially consisted of subjects such as the unity and attributes of Allah, takfir and destiny, as a result of the articulations, everything known was included in the subject of Kalām. The unchanging subject of Kalām is the basic principles of belief. The sciences used to explain or defend these basic principles may vary over time. In today’s context, in line with these approaches, the social dimension of Kalām is discussed by stating that Kalām is of interest to the individual due to many interests, beliefs, attitudes and behaviors. One of the issues discussed in this context is folk beliefs that can be seen in every geography of the world and among people of all levels. Although folk beliefs date back to ancient times, their scientific study can be considered new. Folk beliefs are predominantly studied by social scientists today. These beliefs have mostly been examined in terms of their cultural heritage or their psychological and sociological effects on individuals. Since Muslim scholars did not pay enough attention to the field in question, the theological dimension of the subject was generally not evaluated in these studies. Moreover, a significant part of folk beliefs has a structure that cannot directly or indirectly coexist with the belief principles of divine religions. Because of these features, folk beliefs will be the subject of Kalām as long as they are an act or thought of people. The fact that a belief or behavior is based on superstition or is unscientific does not exclude it from the realm of Kalām. Sometimes it even increases the importance that should be given to it and brings it to the top of the agenda. As it is known, folk beliefs are a very broad concept in terms of content. It is possible to encounter folk beliefs in almost every aspect of life, such as weather, fine arts, aesthetics, and literature. This article will mainly focus on living folk beliefs with a theological dimension. Such beliefs, which hold significant importance in people's daily lives, sometimes overshadow the original creeds of religions. Those who do not act according to these beliefs may be considered deficient from a religious perspective and may even be accused of apostasy. In the study, after focusing on some definitions for folk beliefs, the relevance of these beliefs to the science of Kalām will be mentioned.
This article is extracted from my doctorate dissertation entitled “Common Beliefs in Gebze and Surroundings and Their Sources from a Kalām Perspective”, supervised by Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem, Marmara University, Istanbul, 2004.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 6 |
Tetkik, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Üstveri Raporu | DOI | OAI