Siyer yazımı, İslâm tarihçiliğinin temel alanlarından biri olup Hz. Peygamber’in hayatının bireysel, toplumsal ve siyasi yönlerini bir bütün olarak sunmaktadır. Bu anlatıların tarihsel doğruluğu, erken dönemlerden itibaren özellikle kronolojik anlatı üzerinden şekillenmektedir. Siyer kronolojisi, sadece olayların sıralamasını değil; aynı zamanda rivâyetlerin tarihsel bağlamda ne ölçüde güvenilir olduğunu belirlemede de temel bir kriter olarak işlev görmektedir. Bu makalede, siyer kronolojisine dair klasik ve modern yaklaşımlar incelenmekte, özellikle nesî uygulaması ve astronomik veriler çerçevesinde kronolojinin nasıl şekillendiği tartışılmaktadır. Modern dönem literatürde nesî uygulamasının olup olmadığına dair tartışmalar, kronoloji inşasında temel bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Batı literatüründe ise Hz. Muhammed’in (s.a.v.) tarihsel şahsiyeti ve siyer rivâyetlerinin güvenilirliği problem haline getirilmektedir. Bu çerçevede Lawrence I. Conrad’ın tarihsel-toplumsal algı temelli yaklaşımı, Batı literatüründe önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Türkiye’de ise siyer kronolojisine dair tartışmalar erken sayılabilecek bir dönemde başlamıştır. Necati Akgür, astronomik veriler ışığında siyer rivâyetlerini yeniden değerlendirmiş ve kronoloji teklifinde bulunmuştur. Kasım Şulul ise kaleme aldığı çok sayıda çalışmasında kronolojik ihtilafların sebeplerine dair kavramsal analizler sunmuş ve özellikle siyer kronolojisi literatürünü Türkçeye tercüme etmiştir. Çalışmanın ana eksenini ise literatürde yer alan çalışmaların analizinden sonra Mehmet Apaydın’ın Siyer Kronolojisi adlı eseri oluşturmaktadır. Apaydın’ın çalışmasında kronoloji çalışmalarına sunduğu katkıların yanında eleştiriye açık yönlerini tartışmak ve eksikliklerini tespit etmek bu çalışmanın amaçları arasındadır. Özellikle erken dönem Endülüs âlimi İbn Hazm’ın (öl. 456/1064) kronoloji teklifinin Hârizmî’nin (öl. 232/847) takipçisi olarak nitelendirilmesi Apaydın’ın çalışmasında İbn Hazm’ı ihmal etmesine sebebiyet vermiştir. İbn Hazm’ın Vedâ haccı merkezli tarih inşası ve Rebîülevvel esaslı hicrî yıl tercihi, modern astronomik verilerle uyuşmakta ve yeniden değerlendirilmesi gereken bir yaklaşım olarak ön plana çıkmaktadır. Sonuç olarak bu makale, siyer yazımında ortaya konan kronoloji tekliflerinin süreçteki gelişimini ve meselesinin sadece teknik bir konu değil, aynı zamanda metodolojik ve epistemolojik yönleriyle yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaya çalışmaktadır.
İslâm Tarihi Siyer Yazıcılığı Siyer Kronolojisi Hz. Muhammed Nesî İbn Hazm
Sīrah writing is one of the foundational disciplines of Islamic historiography, presenting the life of the Prophet Muhammad (PBUH) not only as a personal biography but also as a comprehensive socio-political process. The historical accuracy of these narratives has been shaped from the earliest periods primarily through their chronological structure. In this context, sīrah chronology serves not merely to organize events but also to assess the historical reliability of transmitted reports. This study examines both classical and modern approaches to sīrah chronology, particularly focusing on the debates surrounding the practice of nasīʾ and the use of astronomical data in shaping chronological frameworks. In modern literature, discussions on whether the practice of nasīʾ existed have emerged as a central concern in the construction of chronological models, while Western scholarship has problematized the historical authenticity of the Prophet Muhammad and the reliability of sīrah sources. In this regard, Lawrence I. Conrad’s approach, which centers on historical and social perceptions, represents a significant turning point in Western historiography. In the Turkish academic context, chronological discussions began relatively early. Necati Akgür has re-evaluated prophetic reports through astronomical data, while Kasım Şulul has offered conceptual analyses of the causes behind chronological discrepancies in his extensive writings and translated the literature on the chronology of Sīrah into Turkish. The main axis of this article is the analysis of existing literature, with particular focus on Mehmet Apaydın’s Siyer Kronolojisi (Chronology of the Sīrah). While Apaydın’s work makes notable contributions, this study also addresses its critical limitations -specifically, his characterization of the Andalusian scholar Ibn Ḥazm (d. 456/1064) as merely a follower of al-Khwārizmī (d. 232/847), which has led to an underappreciation of Ibn Ḥazm’s independent contributions to sīrah chronology. Ibn Ḥazm’s Veda Ḥajj-centered historical model and his preference for the month of Rabīʿ al-Awwal as the starting point of the Hijrī calendar align with modern astronomical findings and deserve renewed scholarly attention. Ultimately, this article argues that the issue of chronology in sīrah studies must be reassessed not only as a technical matter but also through its methodological and epistemological dimensions.
Islamic History Sīrah writing Sīrah Chronology Prophet Muhammad Nasīʾ Ibn Ḥazm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 20 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 14 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 8 |
Tetkik, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Üstveri Raporu | DOI | OAI | Open Policy Finder