İcâzetnâmeler, İslâmî ilimlerin geleneksel aktarımının yapıldığını gösteren belgeleri yansıtmaktadır. Ancak Osmanlı sonrası dönemde uygulanan eğitim politikaları sonucunda bu belgeler, genel olarak unutulmaya başlamıştır. Bu tür belgelerin son örneklerinden biri, 18. Yüzyılın sonları ile 19. Yüzyılın başlarında yaşamış Hanefî fakih Gedizli Mehmed Efendi’ye (1752-1837) aittir. Âkifzâde el-Amâsî’nin (öl. 1223/1808) Gedizli Mehmed Efendi’ye verdiği rivayet ve dirayet ilimlerinde yetkili olunmayı ifade eden umumi icâzetnâme, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada Gedizli Mehmed Efendi’nin icâzetnâmesinin tahkikli neşri, bilinen tek nüshaya bakarak yapılmıştır. İcâzetnâmede iki rivayet zincirinden bahsedilmektedir: biri fıkıh yoluyla Hz. Muhammed’e kadar uzanan rivayet zinciri, diğeri ise Kütüb-i Sitte yoluyla İmam-ı Buhârî’ye ulaşan rivayet zinciridir. Bu makale, icâzetnâmeler üzerine yapılan çağdaş çalışmalardan farklı olarak, ilk bakışta Hanefî silsilesiyle ilgisiz gibi görünen Şâfiî fakihlerin rivayet zincirindeki varlığını, belge incelemesi yöntemiyle değerlendirmektedir. Böyle bir değerlendirmenin yapılabilmesi için öncelikle silsilede kayıtlı kişilerin tespit edilmesi gerekmektedir. Ancak isimlerin atlanması ya da meşhur isimlerin nakledilmemesinden kaynaklı bir problem olduğu fark edilmiştir. Bu nedenle silsile, detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu bağlamda Gedizli’nin icâzetnâmesi, diğer birçok icâzetnâme ile karşılaştırılmıştır. Hanefilikten Şâfiîliğe geçiş, belli silsileler içerisinde genellikle İmam Şâfiî ile başlar ve yaklaşık altı asır boyunca devam eder. İbn Mübarekşah’tan sonra silsileler çoğu kez Hanefî fakihlerine dönmektedir. Ayrıca Gedizli’nin icâzetnâmesi, birçok Hanefî icâzetnâmenin yanı sıra, çok sayıda Hanefî fakihin Şâfiî fukahâsından hadis naklettiğini ortaya koymaktadır. Örneğin bu metinlerde Hanefî fakîhi Emînuddin Muhammed’in, Şâfiî fakîhi Zekeriyya el-Ensârî’den hadis icâzetnâmesi almış olduğu görülmektedir.
Fıkıh Hanefi Mezhebi Şafii Mezhebi Osmanlı Fakihi İcâzetnâme Gedizli Mehmed Efendi Âkifzâde el-Amâsî
Gedizli’ye yönelik takrizler ile ona ait icâzetnâmeyi birlikte çalışmıştım. Kendisiyle yaptığım görüşmede ikisinin ayrı olarak ve icâzetnâmenin diğer icâzetnâmelerle mukayeseli çalışılması gerektiğini ifade edip sonrasında değerli yorumlarını da paylaşarak böyle bir makalenin oluşmasına öncülük eden Prof. Dr. Süleyman Kaya hocama teşekkür ederim. Ayrıca bu makaledeki hataların düzeltilmesi ve makalenin olgunlaşmasına yönelik çok önemli katkılar sağlayan hakem ve İngilizce dil editörü başta olmak üzere tüm Tetkik dergi ekibine şükranlarımı arz ederim.
Ijāzatnāmahs reflect the documents that show the traditional transmission of Islamic sciences. However, following the educational policies introduced in the post-Ottoman period, these documents generally began to fall into oblivion. One of last examples of such documents belongs to the Hanafī jurist Gedizli Meḥmed Efendi (1752-1837), who lived during the latter of the 18th century and the early 19th century. The primary focus of this study is this general ijāzatnāmah that was granted by Akifzāde al-Amāsī (d. 1223/1808) to Gedizli Meḥmed Efendi, authorizing him in both in the sciences of riwāyah and dirāyah. The critical edition of Gedizli Meḥmed Efendi’s ijāzatnāmah published in this study based on the only known extant copy. In the ijāzatnāmah, two chains of transmission are mentioned: one in fiqh tracing back to the Prophet Muhammad and another in Kutub al-Sittah reaching Imām al-Bukhārī. This article, unlike contemporary studies on ijāzatnāmahs, evaluates the presence of Shāfiʻī jurists in the chain of transmission figures who, at first glance, appears to be irrelevant to a Ḥanafī lineage employing the document analysis method. To conduct such an evaluation, it is necessary to determine the identities of the individuals recorded in the lineage. However, it was observed that there is a problem due to skipped names or omissions of well-known transmitters. Therefore, the lineage was examined in detail. In this context, Gedizli’s ijāzatnāmah was compared with numerous other ijāzatnāmahs. The transition from Ḥanafīsm to Shāfiʻīsm within certain lineages of transmission typically begins with Imam Shāfiʻī and continues for about six centuries. After Ibn Mubārakshāh, the lineages often return to Hanafī jurists. In addition, Gedizli’s ijāzatnāmah, along with several other Hanafī ijāzatnāmahs, posit that numerous Hanafī jurists transmitted ḥadīths through Shafi'i jurists. For instance, in these texts, Hanafī jurist Amīnuddin Muhammad appears to have received a ḥadīth ijāzatnāmah from Shāfiʻī jurist Zakariyyā al-Ansārī.
Fiqh Hanafi Madhab Shâfi'î Madhab Ottoman Jurist Ijâzatnâmah Mahmad Afandi al-Kadūsī Akifzāde al-Amāsī
I had previously studied the commendations (takriz) directed toward Gedizli together with the ijāzah (icāzetnāme) granted to him. During my conversation with him, he emphasized that these two should be examined separately and that the ijāzah should be studied comparatively alongside other ijāzahs. He later shared his valuable insights, which paved the way for the formation of this article. For this reason, I would like to express my gratitude to Prof. Dr. Süleyman Kaya. I also extend my thanks to the referees and, in particular, the English language editor, as well as the entire Tetkik journal team, whose significant contributions helped correct the errors in this article and contributed greatly to its refinement.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 11 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 8 |
Tetkik, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Üstveri Raporu | DOI | OAI | Open Policy Finder