İslâm yedisinde ne ise yetmişinde de o olacak şekilde asla değişmeyen bir öze ve o özü ayakta tutacak birtakım şerî‘ itikadî, amelî ve ahlâkî kurumlara ve onlarla ilgili ahkâma sahiptir. Ancak hayatiyetinin sürdürülebilmesi için de vücuttaki hücrelerin sürekli yenilenmesi gibi kurumların yenilenmeye (tecdid) ihtiyacı vardır. Bu iki özellik bir arada tutulamadığı zaman İslâm hukuku ya tamamen başkalaşır ve artık ona İslâm hukuku denemez ya da donuklaşır ve hayata koşut varlığını sürdüremez, hayatın dışına itilir ve işlevsiz kalır.
The essence of Islam is changeless, and there are religious, practical and moral institutions that keep this essence standing, as well as provisions regarding these institutions. However, in order to ensure its vitality, its institutions are in need of constant renewal (tajdid), just as how cells in the human body regenerate over time. When these two features cannot be sustained together, either the Islamic law will completely metamorphose in a way that it cannot be called Islamic law anymore or it will become frozen and cannot exist in parallel to life, which will cause it to be pushed left out of life and be functionless. The survival of the completed Islamic sharia until the end of days will be ensured by the ulema. What is expected from the ulema is to fulfil this responsibility personally.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Çeviri Makaleler |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Tevilat Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.