The fact that representative democracy is based on the representation system in terms of its operating principles has brought about a number of legitimacy crises that lead to the exclusion of a significant segment of the public from political processes and democratic participation activities. In order to overcome the current representation and participation crises, it is a necessity for citizens to be more present in the public sphere and in decision-making processes. In a society composed of individuals who are more informed about public opinion and can express their opinions freely, political decisions will be made through more democratic processes. The fact that the institutions of representative democracy experience deficiencies in providing tools that will enable citizens to participate in the decision-making processes has led to a search for new tools and environments in this regard. In this context, social media is thought to have some qualities that can be a solution to these searches. Social media, which is widely used in almost every aspect of individual and social life, affects all political, cultural and economic systems within the framework of its own operating principles. The existence of social media's potential to create a public negotiation space due to its interaction-based features offers citizens new opportunities to participate in democratic processes. It is now thought that public opinion and the public sphere can also be formed through social media platforms and internet networks. This situation has led to the reshaping of democratic processes and even democracy itself as a whole, and the emergence of a new understanding of democracy connected to the internet and social media. In the study, a descriptive analysis was conducted based on a literature review on the relationship of social media with public opinion, public space and democracy.
Social Media Democracy Public Opinion Public Space E-democracy
Temsili demokrasinin işleyiş prensipleri açısından temsil sistemine dayanması, halkın önemli bir kesiminin siyasal süreçlerden ve demokratik katılma faaliyetlerinden dışlanmasına yol açan bir takım meşruluk krizlerini de beraberinde getirmiştir. Yaşanan temsil ve katılma krizlerinin aşılabilmesi için yurttaşların kamusal alanda ve karar alma süreçlerinde daha fazla varlık göstermesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamuoyu hakkında daha çok bilgilendirilmiş ve kanaatlerini özgürce dile getirebilen bireylerden oluşan bir toplumda siyasal kararlar da daha demokratik süreçlerden geçerek alınmış olacaktır. Temsili demokrasinin kurumlarının vatandaşların söz konusu karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak araçları sunmada eksiklikler yaşaması, bu konuda yeni araç ve ortam arayışlarına neden olmuştur. Bu bağlamda sosyal medyanın bu arayışlara çözüm olabilecek birtakım niteliklere sahip olduğu düşünülmektedir. Bireysel ve toplumsal yaşamın her alanında yaygın bir biçimde kullanılan sosyal medya, siyasal, kültürel ve ekonomik bütün sistemleri de kendi çalışma prensipleri çerçevesinde etkilemektedir. Sosyal medyanın etkileşime dayalı özellikleri nedeniyle kamusal müzakere alanı oluşturma potansiyelinin varlığı, demokratik süreçlere katılma açısından yurttaşlara yeni imkânlar sunmaktadır. Artık kamuoyu ve kamusal alanın sosyal medya platformları ve internet ağları üzerinden de oluşabileceği düşünülmektedir. Bu durum demokratik süreçlerin ve hatta bütünüyle demokrasinin kendisinin de yeniden şekillenmesine, internet ve sosyal medya bağlantılı yeni bir demokrasi anlayışının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çalışmada sosyal medyanın, kamuoyu, kamusal alan ve demokrasi ile ilişkisi üzerine literatür taramasına dayalı bir betimsel analiz yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasal Teori ve Siyaset Felsefesi |
Bölüm | Teorik Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 5 Sayı: 3 |