Kabûlî’nin asıl adı İbrahim’dir. 1520’lerin başında Kütahya’nın Gediz ilçesinde doğmuş, İstanbul’daki medrese eğitimi sonrasında kadı olarak memurluğa başlamış, son görev yeri Mısır’dan yurda dönerken de 1592 yılında denizde boğularak hayatını kaybetmiştir. İmparatorluğun birçok bölgesinde kadılık yaptığı anlaşılan Kabûlî, hayli hacimli sayılabilecek mürettep Dîvânı’nda bazı tarihi vak‘alarla başından geçen bazı sıkıntılı durumları adeta bir günlük tutarcasına kayıt altına almıştır. Böylece, çoğu, başlı başına birer hikâye gibi kurgulanmış bu manzumeler şairin yaşadığı yılların Osmanlı devletinin sosyo-politik ve ekonomik tanıklıkları olarak birer tarihi belge niteliği kazanmışlardır. Esasen, söz konusu sosyal unsurlar, daha çok kasîde, kıt’a ve mesnevîlerde işlenmiş olsalar da Kabûlî Dîvânı’nın geneline de yayılmış durumdadırlar. Bu çalışmada, Kabûlî’nin söz konusu sosyal belge niteliğindeki manzum hikâyeleri ve aktarmaları mercek altına alınmıştır. Buna göre, Osmanlı edebiyatında özellikle 17. yüzyıldan itibaren görülen içerik ve şekil değişimleri göz önüne alınırsa, 16. yüzyılda, Kabûlî’nin şiirlerinde görece daha erken bir yerlileşme ve değişimin var olabileceğini tartışmak mümkündür. İlaveten, Kabûlî’nin şiirleri, Osmanlı edebiyatında güncel olanın muhteva hâline gelmesi bağlamında da değerlendirilmiştir.
The real name of Kabûlî is İbrahim. In the early 1520s, he was born in Gediz, district of Kütahya. After the madrasa training in Istanbul, he started to work as a qadi (judge of a Sharia court). On his way back to the country, his last duty, he drowned in the sea in 1592. It is understood that he worked in many parts of the Ottoman Empire. He recorded some historical events and the troubled situations in his own life in his voluminous and crew Dîvân, like a daily amount. Thus, these verses, most of which are designed as stories in themselves, have gained the nature of historical documents as socio-political and economic testimonies of the Ottoman Empire. Essentially, these social elements are mostly spread throughout Kabûlî’s Dîvân, even though they are mostly committed in kasîde, kıt’a and mesnevî. In this study, Kabûlî’s verse stories and narratives, which are social documents in question, were examined. Accordingly, considering the content and form changes seen in Ottoman literature, especially in the 17th century, it is possible to discuss that in the 16th century, a relatively earlier indigenousness and change may exist in Kabûlî's poems. In addition, Kabûlî's poems were evaluated in the context of the current contents of Ottoman literature.
Kabûlî Gediz State of mind The Ottoman Empire in th 16th c. Social Criticism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | İnceleme Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 20 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 6 Sayı: Gediz |