Marka hakkının korunmasına ilişkin hukuki düzenlemelerin hukuk güvenliğini sağlayacak şekilde açık ve birbiri ile uyum içerisinde olması, marka ve ürün korsanlığı ile mücadelede alınacak tedbirlerin başında gelmektedir. Ancak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (MarkaKHK) “marka hakkının ihlalinde mütecavize karşı ileri sürülebilecek taleplere ilişkin hükümleri”nin yeterince açık ve uyumlu olmadığı görülmektedir. Özellikle, MarkaKHK’nin 61. maddesinin (c) bendinin, 62. maddesinin (c), (d) ve (e) bentlerinin ve MarkaKHK’nin 64. maddesindeki muğlaklıklar, çeşitli tartışmalara sebep olmuştur. Bu tartışmaların başında ise saldırının önlenmesi, durdurulması, ürünlere el koyulması, imhası veya mülkiyet hakkının tanınması talepleri için kusur şartının aranıp aranmayacağı gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kusur, marka, saldırının önlenmesi ve durdurulması davaları.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2016 |
Gönderilme Tarihi | 7 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 1 |