Im türkisch-schweizerischen Konkordatverfahren setzt der Schuldner seine Tätigkeit in der Regel fort. In dem mit dem Konkordatantrag eingeleiteten Verfahren kann der Schuldner jedoch nach einigen restriktiven Ergebnissen (İİK m. 294, m. 295) seine Geschäftstätigkeit nicht so fortsetzen, als ob er nie ein Konkordat beantragt hätte. Die Bereitstellung von İİK m. 297 beschränkt die Verfügungsgewalt des Schuldners über sein Vermögen bis zu einem gewissen Grad. Somit werden den Gläubigern keine Verluste erleidet. Das Gericht kann entscheiden, dass der Schuldner weiterhin unter der Aufsicht des Kommissars arbeitet, oder es kann auch die Gültigkeit bestimmter Transaktionen nur mit Zustimmung des Kommissars zuerkennen. Die gravierendste Verfügungsbeschränkung für den Schuldner ist jedoch die gerichtliche Entscheidung des Beauftragten, den Geschäftsbetrieb anstelle des Schuldners fortzuführen. In diesem Artikel wird die Entscheidung des Gerichts durch den Beauftragten zur Fortführung des Geschäftsbetriebs anstelle des Schuldners und anderer vom Gericht auferlegter Beschränkungen geprüft
In the Turkish-Swiss concordat procedure, it is a rule for the debtor to continue his activities. However, in the process that started with the concordat request, after some restrictive results (İİK m. 294, m. 295), the debtor cannot continue his business as if he had never requested a concordat. The provision of İİK m. 297 limits the debtor's power of disposition of his assets to a certain extent. Thus, the creditors are prevented from incurring losses. The court may decide that the debtor will continue to work under the supervision of the commissioner, or it may also attribute the validity of some transactions to be made only with the permission of the commissioner. However, the most severe limitation of disposition for the debtor is the court's decision of the commissioner to continue the operation of the business instead of the debtor. In this article, the decision of the court by the commissioner to continue the operation of the business will be examined instead of the debtor and other restrictions imposed by the court
Türk-İsviçre konkordato prosedüründe borçlunun faaliyetlerine devam etmesi kuraldır. Ancak, konkordato talebiyle başlayan süreçte, alacaklılar için geçerli görülen kimi kısıtlayıcı sonuçların işlerlik kazanmasının ardından (İİK m.294, m.295) borçlunun hiç konkordato talebinde bulunmamışcasına işlerine devam etmesi beklenemez. İİK m. 297 hükmü, borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini belirli ölçüde sınırlamaktadır. Böylece alacaklıların zarara uğraması engellenmektedir. Mahkeme, borçlunun komiserin nezareti altında işlerine devam etmesine karar verebileceği gibi, bazı işlemlerin geçerliliğini ancak komiserin izni ile yapılmasına da bağlayabilir. Ancak borçlu için en ağır tasarruf sınırlaması, mahkemenin borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetine devam etmesine karar vermesidir. İşte bu makalede konkordato mühletinde mahkeme tarafından takdir edilebilecek tasarruf sınırlamaları değerlendirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 12 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 2 |