Henüz hicri ilk yüzyılda Kuzey Afrika’nın tamamını fetheden Müslüman Araplar, Afrika ile yetinmemiş oradan İber Yarımadasına geçerek bugünkü İspanya topraklarının tamamına İslam’ı taşımışlardır. Yaklaşık sekiz asırlık Endülüs medeniyeti içerisinde pek çok alanda olduğu gibi edebiyat sahasında da Müslümanlar başarı göstermişler ve büyük şairler çıkarmışlardır. Bunlardan önemli bir isim olan İbnü'l-Haddâd (öl. 480/1087), edebi sanatları kullanmaya önem vermesi, Hristiyan bir rahibeye aşkını gazelleriyle dile getirmesi, Endülüslü olmasına rağmen Doğu Arap şairlerin yöntemini devam ettirmesi gibi pek çok açıdan dikkate değer bir şairdir. Bu çalışmada şairin divanı söz sanatları ve içerik bakımından incelenmiştir. Makalede daha ziyade kendisini mümtaz kılan yönleri ön plana çıkarılmış ve dikkat çeken yönleri incelenmiştir. Hristiyan bir rahibeye âşık olan fakat onunla evlenme imkânı bulamayan bir Müslüman şairin aşkını nasıl dile getirdiği özellikle irdelenmiştir. Söz sanatlarını kullanırken ne kadar tekellüften uzak olduğu üzerinde durulmuştur. Nesîbden methiyeye geçerken tehallus sanatında estetik kaygıları ne denli gözettiğine dair örnekler daha fazla ele alınmıştır.
The Muslim Arabs, who had conquered the whole of North Africa in the first century of the Hijra, were not content with Africa, but moved to the Iberian Peninsula from there, and brought Islam to all of today's Spanish lands. Within the eight-century-old Andalusian civilization, Muslims were successful in the field of literature, as in many other fields, and produced great poets. Ibn al-Haddad (d. 480/1087), one of the most important names, is a remarkable poet in many aspects such as giving importance to the use of literary arts, expressing his love for a Christian nun with his odes, and continuing the method of Eastern Arab poets despite being Andalusian. In this study, the poet's divan was examined in terms of rhetoric and content. In the article, rather, the aspects that make it stand out were highlighted and its remarkable aspects were examined. How a Muslim poet, who fell in love with a Christian nun but could not find the opportunity to marry her, expressed his love was especially examined. It has been emphasized how far from monopoly it is when using the rhetoric. Examples of how much aesthetic concerns are taken into account in the art of tehallus while passing from progeny to eulogy are discussed further.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 22 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Türkiye İlahiyat Araştrımaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.