This article examines the scholarly interactions between the Indian Subcontinent and the Ḥaramayn during the eighteenth century through the musnid identity of one of the most prominent figures of the period Abū ʿAbd al-ʿAzīz Quṭb al-Dīn Shāh Walī Allāh Aḥmad b. ʿAbd al-Raḥīm b. Wajīh al-Dīn al-Dihlawī al-Fārūqī (d. 1176/1762) with particular reference to his treatise al-Irshād ilā muhimmāt ʿilm al-isnād. At a time when the Mughal Empire was entering a phase of political and social disintegration, Shāh Walī Allāh endeavored, on the one hand, to preserve the intellectual tradition of India, while on the other, he established direct contact with the leading ḥadīth authorities of the Ḥaramayn, thereby assuming a central role in the revival of ḥadīth scholarship in the Indian Subcontinent. During his journey to the Ḥijāz, Shāh Walī Allāh studied ḥadīth under the foremost traditionists of the Ḥaramayn, most notably Abū Ṭāhir al-Kūrānī (d. 1145/1732). Through the ijāzas and isnāds he received from them, he transmitted this intellectual heritage to India and passed it on to subsequent generations. The isnād chains of nearly all scholars engaged in ḥadīth studies in the Subcontinent ultimately trace back to him. For this reason, Shāh Walī Allāh has been referred to as Musnid al-Hind—the “Musnid of India”—or, in another expression, as madār al-isnād fī’l-Hind, “the central axis of ḥadīth transmission in India.” Although al-Irshād is a concise work in size, it stands as a remarkably profound source that reveals, from an isnād-based perspective, the intellectual exchange between the Ḥaramayn and the Indian Subcontinent. This study explores Shāh Walī Allāh’s life, scholarly activities, and the academic connections he established through his teacher Abū Ṭāhir in the Ḥaramayn. It also demonstrates how he served as an intellectual bridge between India and the Ḥijāz and how the transmission network shaped along the Ḥaramayn–India axis spread widely through his sons and students. Shāh Walī Allāh regarded the isnād tradition as both a scholarly and religious trust entrusted to the Muslim community. In this respect, he emerges as a pivotal figure in ensuring the continuity of Islamic learning, both theoretically and practically, and as one of the key scholars who safeguarded the transmission of authentic religious knowledge in the modern era.
Ḥadīth Shāh Walī Allāh al-Dihlawī al-Irshād ilā muhimmāti ʿilm al-isnād Abū Ṭāhir al-Kūrānī Indian Subcontinent.
This article is based on the doctoral dissertation conducted under the supervision of Prof. Dr. Mehmet ÖZŞENEL (Shāh Walī Allāh al-Dihlawī’s Understanding of Ḥadīth and Sunnah, Marmara University, Istanbul, Turkey). All the principles stated in the Directive on Scientific Research and Publication Ethics of the Council of Higher Education have been observed throughout this study. This research does not require approval from an ethics committee, as it is based solely on literature review and data obtained from published sources. No data has been collected through experiments, practices, observations, or surveys. Throughout the research process, full compliance with academic ethical principles and scientific research methods has been maintained. It is hereby declared that scientific and ethical principles have been fully observed during the preparation of this study, and all sources utilized in the research have been properly cited in the bibliography.
I would like to express my gratitude to my advisor, Prof. Dr. Mehmet Özşenel, for his valuable contributions during the preparation of my doctoral dissertation.
يتناول هذا المقالُ التفاعلاتِ العلميّة التي نشأت بين مراكزِ العلم في شبه القارّة الهنديّة والحرمين الشريفين في القرن الثامن عشر، من خلال دراسة الهويّة المُسنِدية لأحد أبرز أعلام تلك الحقبة، أبو عبد العزيز قُطب الدين شاه وليّ الله أحمد بن عبد الرحيم بن وجيه الدين الدِّهلوي الفاروقي (ت 1176هـ/1762م)، وذلك عبر مؤلَّفه الإرشاد إلى مُهمّات علم الإسناد.
وفي مرحلةٍ شهدت فيها الدولة المغولية اضطراباً سياسيّاً واجتماعيّاً عميقاً، سعى شاه وليّ الله من جهةٍ إلى الحفاظ على التراث العلمي للهند، ومن جهةٍ أخرى إلى إحياء علم الحديث في شبه القارّة عبر اتصاله المباشر بأئمة الحديث في الحرمين الشريفين. فقد تلقّى خلال رحلته إلى الحجاز العلمَ عن كبار المحدّثين، وفي مقدمتهم أبو طاهر الكوراني (ت 1145هـ/1732م)، وحصل منهم على الإجازات والأسانيد التي نقلها بعد ذلك إلى الهند وبثّها في الأجيال اللاحقة.
ومعلومٌ أنّ معظم الأسانيد المتداولة بين المشتغلين بالحديث في شبه القارّة تنتهي إليه، ولذلك وُصف بأنّه «مُسنِد الهند»، أو «مدار الإسناد في الهند» لكونه المحور الذي تلتقي عنده طرق الرواية في تلك الديار.
وعلى الرغم من صِغر حجم كتاب الإرشاد، فإنّه يُعدّ مصدراً بالغ الأهمية؛ إذ يكشف بوضوح عن طبيعة الاتصال العلمي بين الهند والحرمين ضمن منظورٍ قائمٍ على الإسناد. وتكشف هذه الدراسة عن حياة شاه وليّ الله ونشاطه العلمي، والصلات التي أقامها مع علماء الحرمين بواسطة شيخه أبي طاهر، وكيف أسّس جسراً علميّاً متيناً بين الهند والحجاز. كما تُبرز الدراسة اتساعَ دائرة التأثير التي أحدثتها أسانيده في شبه القارّة عبر أبنائه وتلامذته، وما نتج عن ذلك من حركة رواية واسعة النطاق.
لقد نظر شاه وليّ الله إلى الإسناد باعتباره تراثاً علميّاً ودينيّاً مُستودَعاً لدى الأمة، ورأى فيه ركناً أصيلاً لضمان استمرارية العلم في بُعديه النظري والتطبيقي، ومن ثمّ برز بوصفه شخصيةً محوريةً في حفظ هذا الموروث وإحيائه.
الحديث شاه وليّ الله الدِّهلوي كتاب الإرشاد إلى مُهمّات علم الإسناد أبو طاهر الكوراني شبه القارّة الهنديّة
أتقدّم بجزيل الشكر إلى أستاذي المشرف الأستاذ الدكتور محمد أوزشَنَل على ما قدّمه من إسهامات قيّمة أثناء إنجاز أطروحتي للدكتوراه.
Bu makale 18. yüzyılda Hint alt kıtası ile Haremeyn ilim havzaları arasındaki ilmî etkileşimleri, dönemin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Ebû Abdilazîz Kutbüddîn Şah Veliyyullāh Ahmed b. Abdirrahîm b. Vecîhiddîn ed-Dihlevî el-Fârûkī’nin (ö. 1176/1762) müsnid kimliğini el-İrşâd ilâ mühimmâti ʿilmi’l-isnâd adlı eseri üzerinden ele almaktadır. Bâbürlü Devleti’nin siyasî ve içtimaî açıdan çözülme sürecine girdiği bir dönemde Şah Veliyyullah, bir taraftan Hindistan’ın ilmî geleneğini muhafaza etmeye gayret göstermiş, diğer taraftan Haremeyn’deki hadis otoriteleriyle doğrudan temas kurarak Hint alt kıtasında hadis ilminin ihyâsında merkezi bir rol üstlenmiştir. Şah Veliyyullah, Hicaz yolculuğu sırasında başta Ebû Tâhir el-Kûrânî (ö. 1145/1732) olmak üzere Haremeyn’in önde gelen muhaddislerinden hadis tahsil etmiş, onlardan aldığı icâzet ve isnadlar vasıtasıyla bu birikimi Hindistan’a taşımış ve sonraki nesillere aktarmıştır. Hint alt kıtasında hadisle iştigal eden ne kadar şahıs varsa büyük çoğunluğunun isnadları Şah Veliyyullah’a ulaşmaktadır. Bu nedenle Şah Veliyyullah “Müsnidü’l-Hind” veyahut Hindistanda hadis isnadlarının kendisinde birleştiği merkez şahsiyet anlamında “medârü’l-isnâd fi’l-Hind” olarak değerlendirilmektedir. el-İrşâd, hacim bakımından küçük olsa da, Hint alt kıtası ile Haremeyn ilim havzaları arasındaki ilmî etkileşimi isnad temelli bir perspektifle ortaya koyan son derece derinlikli bir kaynak niteliğindedir. Bu çalışma, Şah Veliyyullah’ın hayatını, ilmî faaliyetlerini ve Haremeyn’deki hocası Ebû Tâhir aracılığıyla kurduğu ilmî bağları ele almakta; onun Hindistan ile Hicaz arasında nasıl bir ilmî köprü kurduğunu, ayrıca Şah Veliyyullah’ın Haremeyn-Hindistan hattında şekillenen rivayet dolaşımının oğulları ve talebeleri üzerinden yayıldığı geniş etki alanını ortaya koymaktadır. Şah Veliyyullah, isnad geleneğini ümmete emanet edilmiş ilmî ve dinî bir miras olarak değerlendirmekte; bu yönüyle hem teorik hem pratik düzlemde ilmî sürekliliğin temininde belirleyici bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hadis Şah Veliyyullah ed-Dihlevî el-İrşâd ilâ mühimmâti ʿilmi’l-isnâd Ebû Tâhir el-Kûrânî Hint Alt Kıtası.
Bu çalışma, Prof. Dr. Mehmet ÖZŞENEL danışmanlığında yürütülen doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır (Şah Veliyyullah Dihlevî’nin Hadis ve Sünnet Anlayışı, Marmara Üniversitesi, İstanbul/Türkiye). Bu çalışmada, Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinde belirtilen tüm kurallara uyulmuştur. Bu çalışma, etik kurul izni gerektirmeyen nitelikte olup kullanılan veriler literatür taraması/yayınlanmış kaynaklar üzerinden elde edilmiştir. Herhangi bir deney, uygulama, gözlem veya anket yoluyla veri toplanmamıştır. Çalışma sürecinde akademik etik ilkelere ve bilimsel araştırma yöntemlerine tam uyum gösterilmiştir. Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Doktora çalışmamı hazırlama sürecinde sağladığı değerli katkılarından dolayı danışmanım Prof. Dr. Mehmet Özşenel’e teşekkür ederim.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Hadis |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 29 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 17 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: Özel Sayı |