Deism, which emerged in the seventeenth century as a critique of Christianity and a search for a natural religion, has become one of the leading areas of interest in contemporary studies of belief systems. However, there are several fundamental questions and issues in deism research, such as who the deists were, whether a Christian could simultaneously be a deist, and whether we can speak of a single, unified form of deism throughout history. In recent years, one of the often-discussed yet under-researched aspects of deism in Turkey is the changes it has undergone in terms of belief over time and who represents it today. Deism, emerging in its period, was a philosophical attempt to purify Christianity from what was seen as irrational beliefs and to show its compatibility with a natural religion. However, particularly English deist thinkers often did not completely abandon their Christian identities. The deists rejected concepts such as revelation, prophecy, and miracles, which are central to all religions, based on their incompatibility with reason. Yet, the distancing of deists from Christian cultural discourse began with figures such as Thomas Paine, one of the first names associated with deism today. One of the leading institutional bodies representing deism today is the World Union of Deists. The purpose of this study is to understand Thomas Paine's views on religion, God, sacred texts, and life after death. The research is divided into four main sections: religion, God, prophecy, and life after death, in order to evaluate Paine’s views from the perspective of kalām and to understand the changes in deism accurately. In this context, the ideas of deists are presented in accordance with the historical development of the movement. The study reveals how, with Paine, deism shifted away from its Christian emphasis and gradually became a form of religious opposition. Early deists’ use of religious terms such as worship, prayer, and repentance was gradually forgotten and no longer emphasized. Moreover, the study shows that, from the early deists to the present, there has been a consistent negative stance toward revelation. In addition, it is demonstrated that deists' views on Islam, particularly in the case of Paine, are often based on assumptions and preconceived notions, with a weak intellectual foundation.
Bir Hıristiyanlık eleştirisi ve doğal din arayışı olarak on yedinci yüzyılda ortaya çıkan deizm, günümüz inanç çalışmalarının önde gelen ilgi alanlarından biri haline gelmiştir. Bununla birlikte deizm çalışmalarının; deistlerin kim olduğu, Hıristiyan olan bir kişinin aynı anda deist olup olamayacağı, tarih boyunca tek bir deizmden bahsedilme gibi birçok esaslı soru ve sorunu vardır. Son yıllarda ülkemizde sıkça tartışılan deizmin tarihsel süreç içerisinde inanç anlamında yaşamış olduğu değişimler ve bugün kim tarafından temsil edildiği, ihmal edilen ve üzerinde yeterli araştırmanın bulunmadığı hususlardan birisidir. Deizm ortaya çıkmış olduğu dönem itibariyle Hıristiyanlığı akla uygun olmayan inançlardan arındırmaya, doğal din ile uyumunu göstermeye çalışan bir düşünce olmakla birlikte özellikle İngiliz deist düşünürler çoğu zaman Hıristiyan kimliklerinden vazgeçmemiştir. Vahiy, nübüvvet ve mucize gibi bütün dinler için özel önem ifade eden kavramları akılla uyuşmayan yönlerine bakarak reddeden deistlerin, Hıristiyan kültüründen söylem anlamında uzaklaşmaya başlamaları, bugün deizm denilince akla gelen ilk isimlerden birisi olan Thomas Paine ile başlayan bir sürece denk gelmektedir. Deizmi günümüzde temsil eden önde gelen kurumsal yapılarından biri, Dünya Deistler Birliği (The World Union of Deists)’dir. Bu çalışmanın amacı Thomas Paine’nin din, Tanrı, kutsal kitap ve ölümden sonraki yaşam hakkındaki görüşlerini esas alarak anlamaya çalışmaktır. Araştırmamız bu değişimi doğru bir şekilde anlayabilmek ve Paine’nin görüşlerini kelâm açısından değerlendirebilmek için din, Tanrı, nübüvvet ve ölümden sonra yaşam meseleleri olmak üzere dört ana başlıktan oluşmaktadır. Bu bağlamda tarihi seyre uygun olarak deistlerin fikirleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma, Paine ile birlikte deizmin Hıristiyan vurgusundan uzaklaşarak, bir din karşıtlığına dönüşmeye başladığını; ilk dönemlerde deistler tarafından kullanılan ibadet, dua, tövbe gibi dini kavramların zamanla unutulduğu ve vurgulanmadığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte ilk dönem deistlerinden günümüze kadar özellikle vahye karşı olumsuz bir bakış açısının sabit kaldığı ifade edilmiştir. Ayrıca Paine özelinde deistlerin İslâm’a bakış açılarının genelde bir varsayım ve ön kabulden oluşarak fikri arka planın zayıf olduğu ortaya konmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 11 Sayı: 2 |