II. Dünya Savaşı sonrası süreç mültecilerin uluslararası korumaya kavuşması
ve uluslararası mülteciler hukukunun oluşmasına şahitlik etmiştir. Ancak
mültecilerin uluslararası alanda korunması gerek kapsamının siyasi ve kişisel
olması gerekse de coğrafi sınırlamalar nedeniyle özellikle 1960’lar sonrası
görülen insanlık krizlerinin ve karmaşık politik çalkantıların yol açtığı
kitlesel akınlara uygun bir cevap üretememiştir. Bu bağlamda, kitlesel sığınmacı
akınlarına karşı ev sahibi ülkeler geçici koruma önlemlerini uygulamaya koymuşturlar.
Ancak geçici korumanın uluslararası bir tanımının ve kabul görmüş ölçütlerinin
olmaması her ülkenin kendi uygulamalarını hayata geçirmesi sonucunu doğurmuştur.
Buna koşut olarak, birçok uluslararası örgüt tarafından uluslararası alanda
geçici koruma uygulamaları için asgari küresel ölçütler geliştirme çabaları ortaya
konmuştur. Bunların başlıcaları Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği’nin Kılavuzu ve Avrupa Birliği Konseyi Yönergesi’dir. Türkiye’de
bugün 3,5 milyondan fazla Suriye vatandaşı geçici koruma rejimi altındadır.
Türkiye uluslararası koruma ile ilgili mevzuatını 2013’de Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu’nu ve buna istinaden 2014’de Geçici Koruma
Yönetmeliğini çıkararak kurmuştur. Bu makale Türkiye’nin geçici koruma
mevzuatının uluslararası geçici koruma ölçütleri çerçevesinde karşılaştırmalı
olarak gözden geçirmeyi amaçlamaktadır.
Uluslararası koruma sığınma mülteci geçici koruma kitlesel akın Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu geri gönderme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 1 |