Öz
Bölgemizin stratigrafik dizisini bir seri münavebeli, çamurtaşı (=mudstone) ile umumiyetle dereceli tabakalanma gösteren kumtaşı tabakaları teşkil eder. Toplam kalınlığı 3400 metre civarında olan Ludlovien (Üst Silurien) yaşlı bu dizi, «bol kum fasiesli» ve «bol çamur fasiesli» olmak üzere birkaç formasyona ayrılmıştır. Kum taşları grauvak tipinde olup, umumiyetle türbid paleo-akıntılara atfedilen birçok sedimanter strüktürler teşhir etmektedirler. Bu strüktürlerin işaret ettikleri yönler istatistik usullerle araştırılmış ve elde edilen neticeler paleocoğrafik bakımdan yorumlanmıştır.
Bu akıntı yönlerinin, kabaca ENE-WSW doğrultusunda olan ve ENE yönünde dalımlar gösteren kıvrım eksenleriyle münasebeti üzerinde durulmuştur.
Ortalama N 55° E ve N 31° W yönlerinden gelen iki akıntının, uzun ekseni kabaca NE-SW doğrultusunda olan oblong bir basenin kenarlarından eksenine doğru başlayıp, daha sonra eksen boyunca SW yönüne doğru aktıkları mülâhaza edilmiştir. Bu basen, maksimumları NW-SE doğrultularında tesir eden ve bütün sedimantasyon ve mütaakıp kıvrımlanma boyunca doğrultularını muhafaza eden tektonik kuvvetlerin etkisiyle husule gelmiştir. Basenin derinleşmesine mukabil çevresinin yükselmesi, paleo-akıntıların varlıklarını, yönlerini, getirdikleri materyelin granülometrik ve mineralojik özelliklerini izah eder. Araştırma sonunda, bölgede sedimantasyon ile tektonizma arasında sıkı bir ilgi bulunduğu neticesine varılmıştır.
Yazarın, 1959-1960 seneleri arasında, İngiltere'nin Göller bölgesinde, Coniston Gölü civarında yapmış olduğu doktora çalışmasının (NORMAN, 1961) bir kısmını ihtiva eden bu makalede, sahanın stratigrafik ve tektonik durumundan kısaca bahsedildikten sonra, paleo-akıntıların incelenmesine teferruatıyla girilecektir. Bununla beraber, istatistikî analiz kısmında sadece ana çözümlerin işaretlenmesiyle yetinilip, bütün istatistik kitaplarında bulunabilecek çözüm formüllerinin kullanılması… v.s. ele alınmayacaktır.
Teşekkür
Çalışmalarımda beni daima tenvir ve teşvik etmiş olan Birmingham Üniversitesi Jeoloji Enstitüsü profesörü Doç. Dr. F. W. SHOTTON'a, bilgi ve yardımlarını emrime sunan Dr. J. D. LAWSON'a ve Dr. F. MOSELEY'e, T. Jeoloji Kurumundaki konuşmamın ve bu makalenin hazırlanması için her türlü kolaylığı gösteren M.T.A. Enstitüsü Genel Direktörü Doç. Dr. S. ALPAN ile Direktör Dr. C. ERENTÖZ'e, bu çalışmalarımı sağlamak üzere bana burs veren M.T.A. Enstitüsü'ne bilhassa teşekkürlerimi sunarım.