Öz
Kayaların mekanik özellikleri üzerinde inceleme ve araştırmaların başladığı ve ilerlediği son elli sene içinde, kayalardan alınmış olan numunelerin laboratuvarlarda denenmesiyle başlıyan etüdler sonunda varılan neticelerle, sonradan, yeraltında, «in situ» olarak yapılan deneylerin sonuçları arasında büyük farklar bulunmuştur. KARMANN ve MÜLLER'in 1911 yılında yapmış oldukları ilk üç eksenli kompresyon deneylerinde ne kadar önemli olduğunu ispatlamıştır. Diğer taraftan sıcaklık derecesinin, derinlere gidildikçe artması dolayısı ile, laboratuvarda deney yapılırken numunenin sıcaklık derecesinin artırılması, kompresyon esnasında taşın plastikleştiğini intaç ettiği görülmektedir.
Bu iki faktöre bir de zaman faktörü katılınca, kayalarının aynı basınç altında, deforme olmaya devam ettiği görülmektedir, O halde uzun zaman süreleri zarfında kayalarda viskoz (viscous) dediğimiz bir şekil değiştirmesi meydana gelmektedir. O halde, Jeolojik devirlerden birinde bir taş tabakası teşekkül ettikten sonra, çeşitli yüklere maruz kalması sonucu önce: Elâstik bir deformasyon: Δel sonra plastik bir deformasyon: Δpl ve en sonra da zaman ile orantılı bir viskoz (viscous) deformasyon: Δv meydana gelmiştir.
Halen yapılmakta olan yer kabuğu deformasyon ölçmelerinde, arz kabuğunun deforme olmaya devam ettiği ve bu deformasyon hızının bölgeden bölgeye farklar arzettiği tesbit edilmektedir.