AMAÇ: Kendine zarar verme davranışı, intihar amacı olmaksızın kişinin kendi bedenine yönelik zarar verici davranışta bulunmasıdır. Yapılan çalışmalarda birçok psikiyatrik bozuklukla beraber olabildiği gösterilmiştir. Ayrıca kendine zarar verme davranışının etiyolojisinde kişiler arası etkileşim (aile ve arkadaşlara bağlanma), akran zorbalığı, istismar öyküsü gibi birçok etkenin yer aldığı bilinmektedir. Kendine zarar verme davranışı olan ergenlerin klinik uygulamalarda problem çözme ve karar verme becerilerinde güçlükler yaşadıkları görülmekle birlikte bu alanda yazında oldukça az araştırma olduğu dikkati çekmektedir. Çalışmamızda kendine zarar verme davranışı nedeniyle polikliniğe başvuran ergenlerin karar verme stillerini, problem çözme becerilerini, arkadaş ve ebeveyne bağlanmalarını, aile özellikleri ve işlevselliklerini sağlıklı ergenlerle karşılaştırarak incelemeyi amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmamıza Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine başvuran, kendine zarar verme davranışı olan, 10-17 yaş aralığında bulunan 46 olgu ve 33 sağlıklı kontrol alınmıştır. Olgu ve kontrol grubundaki her ergene sosyodemografik veri formu, aile değerlendirme ölçeği, ebeveyn ve arkadaşlara bağlanma envanteri, ergenlerde karar verme ölçeği ve problem çözme envanteri uygulanmıştır.
BULGULAR: Gruplar sosyodemografik veriler açısından karşılaştırıldığında olgu grubunda anne baba boşanmasının daha sık ve ailenin aylık gelirinin daha düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Kendine zarar veren grupta sigara kullanımı ve intihar girişimi istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Kendine zarar veren ergenlerde aile değerlendirme ölçeğinin gereken ilgiyi gösterme ve genel işlevler alt boyutunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede olumsuzluk saptanmıştır. Ergenlerde karar verme ölçeği değerlendirildiğinde karar vermede öz saygı bölümü kendine zarar veren grupta anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Aynı ölçeğin panik kısmı hasta grubunda anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Kendine zarar veren grupta bağlanma envanterinin ebeveyn alt ölçeği anlamlı derecede düşük bulunmuştur. Problem çözme envanteri değerlendirildiğinde kendine zarar veren grupta anlamlı derecede yüksek puan aldığı saptanmıştır.
SONUÇLAR: Kendine zarar veren çocuk ve gençlerde aile ile olan ilişkide, karar verme süreçlerinde, aile bağlanması ve problem çözmede yazınla uyumlu şekilde sorunlar mevcuttur. Kendine zarar veren çocuk ve gençlerin bu alanlarda desteklenmesi tedavinin bir parçası olmalıdır.
Kendine zarar verme ergen karar verme problem çözme aile işlevselliği ebeveyne bağlanma
AIM: Non-suisidal self injury is an act that involves self-harm without a thought about suisid. Non- suisidal self injury may be associated with many psychiatric disorders. It is known that many factors such as interpersonal interaction (attachment to family and friends), peer bullying, and a history of abuse are involved in the etiology of self-harming behavior. In our study, we aimed to examine the decision-making styles, problem-solving skills, attachment to friends and parents, family characteristics and functionality of adolescents who have non-suisidal self-injury and applied to the outpatient clinic.
MATERIALS and METHODS: Fourty six patients aged between 10 and 17 years and 33 healthy controls were included in our study who applied to Manisa Mental Health Hospital. Sociodemographic data form, Family Assesment Device, Inventory of Parent and Peer Attachment, Adolescent Decısıon
Makıng Questıonnaıre and Problem Solving Inventory were applied to the patient and control groups.
RESULTS: When the groups were compared in terms of sociodemographic data, it was concluded that the parental divorce was more frequent and the monthly income of the family was lower in the case group. Simoking and suicide attempt was significantly higher in non-suisidal self injury group. In the subscales of the Family Assesment Device showing the required attention and general functioning were found significantly lower in the non-suisidal self injury group. Self-esteem subsscale in decision making was found to be significantly lower, the panic part of the same questıonnaıre was significantly higher and the family subscale of the attachment inventory was significantly lower in the case group. When Problem Solving Inventory was evaluated, it was found that the non-suisidal self injury group had significantly higher scores.
CONCLUSION: In children and adolescents with non-suisidal self injury, there are problems in relation to family, decision-making processes, family attachment and problem solving in accordance with literature. Supporting children and young people in these areas should be part of the treatment.
Keywords: Non suisidal self injury adolescent desicion making problem solving family functioning attachment to parent
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
e-ISSN: 2149-8296
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.