Amaç: Suriyeli mülteci ve yerleşik Türk vatandaşı gebelerin, gebelik sonuçlarını geçirilmiş sezaryen sayısı bakımından karşılaştırmak.
Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif kohort çalışmaya 1 Ocak 2017 ile 1 Ağustos 2018 tarihleri arasında, üçüncü basamak bir hastanede sezaryen doğumu gerçekleşmiş, multiple sezaryen öyküsüne sahip Suriyeli mülteci ve yerleşik Türk vatandaşı gebeler dahil edildi. İki grup demografik veriler, geçirilmiş sezaryen sayıları, acil/elektif sezaryen sayıları, hematokrit düzeyleri ve yenidoğan ağırlıkları bakımından karşılaştırılarak analiz edildi.
Bulgular: Suriyeli mülteci gebeler arasında >2 multiple sezaryen öyküsüne sahip kadın oranı yerleşik Türk vatandaşları gebelerden fazlaydı (sırasıyla, %23,2; %11,1; p<0,05). Acil sezaryen doğum oranı Suriyeli mülteci gebelerde yerleşik Türk vatandaşı gebelere göre daha fazlaydı (sırasıyla %69,6; %55,4; p<0,05). Suriyeli mülteci grubu daha uzun gebelik süresine (39,08 ± 1,01 vs. 38,46 ± 1,50 hafta, p <0,001) ve daha düşük yenidoğan doğum ağırlığına (3117,83 ± 363,36 g vs. 3230,93 ± 472,67 g; p <0,05) sahipti.
Sonuç: Bulgularımız >2 sezaryen öyküsü ile Suriyeli mülteci gebeler arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Suriyeli mültecilerde gebelik süresi daha uzundu, yenidoğan doğum ağırlıkları daha düşüktü ve daha yüksek acil sezaryen oranları mevcuttu. Bu nedenle, Suriyeli mülteci gebelerde sezaryen ile ilişkili komplikasyonların zaman içerisinde giderek artabileceğini düşünüyoruz.
Yok
Aim: To compare pregnancy outcomes between pregnant Syrian refugees and Turkish citizens with a history of multiple cesarean sections.
Material and Methods: The pregnant women included in this retrospective cohort study were Syrian refugees and resident Turkish citizens with a history of multiple cesarean sections who were admitted between January 1 2017 and August 1 2018 in a tertiary hospital. All data about the demographics, multiple cesarean numbers, emergent/elective cesarean numbers, hematocrit values, and neonatal birth weights were comparatively analyzed between the two groups.
Results: The Syrian refugee group had a higher ratio of women with a history of >2 cesarean sections than the Turkish citizen group (23.2% vs 11.1%, p<0.05). The ratio of urgent cesarean section operations were higher in the Syrian refugee group than in the Turkish citizen group (69.6% vs 55.4%, p<0.05). The Syrian refugee group had longer pregnancy duration (39.08±1.01 vs 38.46±1.50 weeks, p<0.001) and lower neonatal birth weights (3117.83±363.36 g vs 3230.93±472.67 g, p<0.05).
Conclusion: Our data suggested a significant relationship between a history of >2 cesarean sections and the pregnant Syrian refugees. The Syrian refugees had longer pregnancy duration, lower neonatal birth weights, and a higher rate of emergency cesarean sections. Therefore, we think that complications related to caesarean section may increase gradually over time in Syrian refugee pregnant women.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Özgün Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 11 Sayı: 4 |
e-ISSN: 2149-8296
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.