Munchausen Sendromu, adını Baron Karl Friedrich Von Munchausen’dan alan ve Asher tarafından 1951 yılında tanımlanan bir bozukluktur. Bu sendrom, hastalık oluşturma, patolojik yalan söyleme, sağlık kuruluşlarına çok kez ziyarette bulunma ve sık hastaneye yatma öyküsü ile karakterize bir durumdur. Bu kişiler hasta olmadıkları halde, hasta taklidi yaparak günlük hayatta göremediklerine inandıkları ilgiyi, doktor, hemşire ve diğer görevlilerde bulmaya çalışırlar. Kısmen tıp bilgileri de olduğu için, sağlık çalışanlarını inandıracak kadar belirti tarif edip amaçlarına ulaşabilirler. Hastaların tıbbi özgeçmişleri çoğunlukla inanılması çok güç öyküler ile doludur. Sunulan vaka, 27 yaşında evli ve 3 çocuklu bir kadındı. Ağızdan kan gelmesi yakınması ile başvurmuş, ancak yapılan incelemeler sonucu bu durumu hastanın kendisinin ağız mukozasını travmatize ederek yarattığı belirlenmişti. Makalede, bu sendromun tam olarak bilinmeyen etiyolojisinin tartışılmasının yanı sıra, ayırıcı tanıda akla gelmesi gereken durumlar gözden geçirilmiş ve bu hastaların takibinde önemli olduğu düşünülen noktaların altı çizilmiştir.
Munchausen Syndrome defined by Asher in 1951 is named after fictitious Baron Karl FriedrichVon Munchausen.This syndrome is characterized by constituting diseases, pathological lying, and visiting healt care units many times with many hospitalizations. These patients seek attention of healthworkers pretending to be sick when in fact they are not. They try to obtain the care and intimacy from health professionals, which they don’t feel they have in daily life They can have the support of physicians because they generally have medical information to a degree to define symptoms. Their medical history is generally full of hard to believe tales. The presented case was a 27-year-old female with three children. She attended the outpatient clinic with complaint of hemoptysis but investigations proved that she created the condition herself by traumatizing her oral mucosa. The etiology of this syndrome which is not fully understood, as well as strategies for differential dignosis is discussed and highlights for management of such patients are underlined in the article
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İç Hastalıkları |
Bölüm | Olgu Sunumu |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ekim 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 |
Sağlığın ve birinci basamak bakımın anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunacak yeni bilgilere sahip yazarların İngilizce veya Türkçe makaleleri memnuniyetle karşılanmaktadır.